Türkdoğan: Önerilerimizin kabulü ile barış süreci yeniden inşa edilebilir

İHD Eş Genel Başkanı Türkdoğan, barış ve çözüm sürecinin sona erdiği 2015-2019 yılları arasında 5 bin 565 kişinin hayatını kaybettiğini, 7 bin 986 kişinin yaralandığını belirtti.

Türkiye’nin yeni bir barış sürecinin inşasına ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, yeni bir “barış süreci” için atılması gereken adımları sıraladı.

Türkdoğan, “Önerilerimizin kabulü ile barış sürecinin yeniden inşa edilebileceği kanaatindeyiz.” dedi.

İHD Genel Merkezi, “Barış ve Çözüm Süreci Sonrası Silahlı Çatışmaların Başlamasının Beşinci Yılı Değerlendirmesi”ni yaptı. Düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Sokağa çıkma yasakları halen devam ediyor. Hala Sur ilçesinde girilmesi yasak sokaklar var, biliyor musunuz?” diye sordu.

2013 yılında başlayıp 2015 yılında sona eren Barış ve Çözüm Süreci’nin, Türkiye’ye her açıdan nefes aldırdığına, halkın büyük çoğunluğunun desteğini aldığına vurgu yapan Türkdoğan, çözüm sürecini bitiren siyasal gelişmeleri hatırlattı.

‘7 Haziran’dan sonra oldukça karanlık ve kanlı bir süreci başladı’

Bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen 7 Haziran 2015 genel seçim sonuçları ile Türkiye halkları barış ve demokrasiden yana çok net tutum aldığını belirten Türkdoğan, “Ancak bu tutumun gereğini Ak Parti ve HDP yerine getirememiştir. Ak Parti iktidarda kalma uğruna milliyetçi ve resmi ideolojiyi savunan devletçi kesimlerle fiili bir ittifak kurmuş ve seçim sonuçlarını tanımayarak Türkiye’yi 1 Kasım 2015 tekrar seçim sürecine götüren oldukça karanlık ve kanlı bir süreci başlatmıştır.” şeklinde konuştu.

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan

‘Silahlı çatışma dönemine girildi’

Türkdoğan, 20 Temmuz 2015 tarihinde Kobaneli çocuklarla dayanışmak için Kobane’ye gitmek isteyen Devrimci Gençlik Federasyonu’na bağlı gençlere yönelik Suruç’ta gerçekleştirilen canlı bomba saldırısı, 22 Temmuz 2015 tarihinde Ceylanpınar’da bugün hâlâ aydınlatılamayan iki polis memurunun infaz edilmesi olayı yaşanmış ve bugün 5’inci yılını dolduran 24 Temmuz 2015 tarihinde oldukça kapsamlı hava bombardımanı ile başlayan silahlı çatışma dönemine girildiğini hatırlattı.

‘İhlaller orta büyüklükte bir savaşta meydana gelebilecek niteliktedir’

Türkdoğan, son 5 yılda önemli gördükleri bazı olayları ve ağır insan hakkı ihlallerini sıralayarak konuşmasına devam etti. Bu 5 yıllık süreçte İHD Dokümantasyon Birimi’nin hazırladığı yaşam hakkı ihlal bilançolarında ortaya korkunç bir tablo çıktığını ifade eden Türkdoğan, “Gerçekleşen ihlaller orta büyüklükte bir savaşta meydana gelebilecek niteliktedir. Dolayısıyla silahlı çatışmaların bu 5 yıl sonunda bölgesel çapta bir savaşa dönüştüğünü kabul etmek gerekir.” şeklinde konuştu.

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan Fotoğraf: MA

‘2015-2019 döneminde 5 bin 565 kişi hayatını kaybetti’

Raporun, tespit edebildikleri verilerden oluştuğuna işaret eden Türkdoğan, özellikle silahlı çatışmada yaşamını yitirenlerin sayısının çok yüksek olduğunu tahmin ettiklerini kaydetti. Türkdoğan, hazırladıkları 2015-2019 döneminde yaşam hakkı ihlalleri raporuna göre; silahlı çatışmalarda, yargısız infazlarda ve saldırılarda 5 bin 565 kişinin hayatını kaybettiğini, 7 bin 986 kişinin yaralandığına dikkat çekti.

‘Türkiye’nin yeni bir barış sürecinin inşasına ihtiyacı vardır’

Devam eden silahlı çatışma ve “savaş” halinin sona ermesi ve yeniden bir barış sürecinin inşa edilmesinin zorunlu olduğuna vurgu yapan Türkdoğan, “Türkiye’nin yeni bir barış sürecinin inşasına ihtiyacı vardır. Önerilerimizin kabulü ile barış sürecinin yeniden inşa edilebileceği kanaatindeyiz.” dedi. Türkdoğan, bunun için öncelikle atılması gereken adımları ve önerileri şu şekilde sıraladı:

1- Siyasi iktidarın Kürt Sorunu’nun varlığını kabul ederek en az cumhuriyetle yaşıt bu sorunun çözümünün demokratik ve barışçıl yollarla olacağını kabul etmesi ve buna uygun bir siyasi irade oluşturması gerekmektedir.

2- Devam eden silahlı çatışma ve savaş halinin 5 yıl gibi uzun bir sürede nihai olarak sonuca bağlanmadığı ve bağlanamayacağının anlaşılması gerekmektedir. Dolayısıyla bir an önce çatışmasızlık ortamının sağlanması gerekmektedir. Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.

3- Halen İmralı Hapishanesi’nde tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi ve yasal haklarının kullandırılarak avukatları, ailesi ve talep eden heyetlerle görüştürülmesinin sağlanması gerekmektedir.

4- Kürt Sorunu’nu TBMM nezdinde siyasi muhatabı HDP’dir. HDP’nin dışlanmasına dayalı siyasetin terk edilerek iktidarın HDP ile yapıcı bir diyaloğa girmesi sağlanmalıdır.

5- Hapishanelerde tutulan başta Kürt siyasetçiler olmak üzere seçilmişlerin ve diğer tüm siyasi mahpusların en kısa sürede salıverilmesi sağlanmalıdır.

6- Siyasi iktidarın seçilmiş belediye eş-başkanlarını görevden alıp yerlerine kayyım atama uygulamasına son vererek, tüm seçilmişlerin görevlerine iadesi sağlanmalıdır.

7- Türkiye’nin diğer ülkelerde olduğu gibi Kürt Sorunu’nu çözmek için gerçek bir çatışma çözüm sürecine girmesi gerekmektedir.