İnsanlığın doğal ekosisteme verdiği zararlar her geçen gün artıyor ve telafi edilemez boyutlara ulaşıyor. Çevreci politikalarla yönetildiğini düşündüğümüz en gelişmiş ülkelerde bile çevre kirliliği başat bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu kirliliğin en temel nedeni ise plastik atıklar…
Micro ölçekten makro ölçeğe kadar havaya, suya, toprağa karışan plastik kirlilik; iklim krizinin de en büyük sebeplerinden biri.
Bugün Antalya’daki Korsan Koyu’nda sözünü ettiğimiz plastik kirlilik; küçücük bir koydan koca bir okyanusa kadar uzanıyor…
Hatta insanlığın ulaşmakta zorlandığı, yaşamın olmadığı bir okyanusaltı çukuruna bile ulaşıyor..
Yanlış devlet politikalarının veya sermaye gruplarının kar marjlarının gölgesinde mücadele ettiğimiz plastik atık kirliliği, besin zincirimize kadar ulaşarak hayati sonuçlar doğruyor.
Her dakika bir kamyon dolusu plastik okyanuslara karışıyor. Plastiklerin kontrolsüz üretimi ve kullanımı; plastik kirliliğini öyle bir noktaya taşıdı ki bugün ülkeler plastik atık ithalatı ve ihracatı yapıyor.
Üstelik Türkiye Avrupa’nın plastik atıklarını en çok alan ülke olarak Avrupa’nın plastik çöplüğüne dönmüş durumda…
Peki kendi plastik atıklarını ve çöplerini kontrol altına alamayan Türkiye neden çöp ithal ediyor?
Bu sorumuzu Çukurova Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi, Mikroplastik Araştırma Grubu Doç. Dr Sedat Gündoğdu yanıtlıyor.
Greenpeace Akdeniz Biyoçeşitlilik Proje Lideri Nihan Temiz Ataş ise Türkiye’nin Avrupa’dan en çok çöp ithal eden ülke olarak nasıl Avrupa’nın çöplüğüne döndüğünü anlatıyor.