HABER MERKEZİ – Türkiye’de kadına yönelik ayrımcılık, şiddet ve mobbingin kamu emekçisi kadınlara yönelik boyutlarını araştıran KESK, kamu çalışanı kadınların yarısından fazlasının (%59) iş yerinde mobbinge uğradığını ortaya koydu. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 48′ i de iş yerlerinde cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşünüyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi bugün KESK Genel Merkezi Toplantı Salonunda kadın yöneticilerin katılımıyla “KESK Kadın Araştırması 2020” raporunu açıkladı. Raporu açıklayan KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy rapor öncesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin görüşlerini paylaştı.
İş yerlerinden 8 Mart alanlarına…
Kadınların kamusal alandan dışlandığı, kadına yönelik şiddetin boyutlanarak arttığı, savaşların, militarizmin, gericiliğin, şiddetin, yoksulluğun, güvencesizliğin kadınların yaşamını esir almaya çalıştığını ifade eden Atasoy, “Kazanımlarımıza dönük saldırıların hız kesmeden devam ettiği bir süreçte 8 Mart’a gidiyoruz. Bizler de KESK’li Kadınlar olarak; eşit ve özgür yaşam mücadelesindeki ısrarımızı 8 Mart alanlarına taşımanın heyecanı ve hazırlığı içerisindeyiz. Değersizleştirilen ve yok sayılan kadın kimliğimize sahip çıkarak ‘Doğa benim, üreten benim, emek benim, yaşam benim, ben Kadınım!’ diyerek çıkacağız alanlara” dedi.
İş yerlerinde kadınları ziyaret ederek, kadın buluşmaları düzenleyerek, iş yeri önlerinde basın açıklamaları yaparak 8 Mart’ta katılacaklarını söyleyen Atasoy, 4 Mart Çarşamba günü tüm illerde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri önlerinde olacaklarını duyurdu. 7 ve 8 Mart günlerinde tüm illerde kadın örgütleriyle, emek meslek örgütlerinden, siyasi partilerden ve söyleyecek sözü olan tüm kadınlarla, miting alanlarında buluşacaklarını belirten Atasoy, tüm kadınları bir arada olmaya çağırdı.
1.792 kadın kamu emekçisi yanıt verdi
Atasoy daha sonra “İş yerinde Kadın Emekçilerin Temel Sorunları Araştırması” kapsamında 25 Aralık 2019 – 15 Şubat 2020 tarihleri arasında web tabanlı yapılan anket sonuçlarından hazırlanan raporu açıkladı. Atasoy, bu araştırmayı, Türkiye’de kadına yönelik ayrımcılık, şiddet ve mobbingin kamu emekçisi kadınlara yönelik boyutlarını tespit etmek, kamu emekçisi kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı temel sorunları ve talepleri açığa çıkarmak amacıyla gerçekleştirdik. 62 ilden, 84 farklı meslek grubundan 1.792 kadın katılımcı yanıt verdi” dedi.
Atasoy, ankete katılanların kadro dağılımının yüzde 82’sinin 4a’lı memur statüsünde, yüzde 9’unun sözleşmeli, yüzde 4’ünün 4/d li (taşerondan kadroya geçenler) ve yüzde 5’inin de diğer statülerden olduğunu söyledi.
Atasoy, “Bu dağılım bize iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırıldığı OHAL dönemi sonrasında hukuken son bulsa da adeta kalıcı hale getirilmiş OHAL rejiminin işyerlerinde oluşturduğu korku ve baskı ortamına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Güvencesiz istihdam edilenlerin duygu ve düşüncelerini ifade etmekte kadrolu memurlara göre daha çekinceli oldukları gözlenmiştir” dedi.
Açıklanan raporda veriler şöyle;
Araştırma kapsamında katılımcılara “Mobing, Fiziki-Cinsel-Sözlü taciz, Yasal hakların kullanımının engellenmesi ve Kariyer/yükselmede ayrımcılık” durumlarına maruz kalıp kalmadıkları sorusuna birden fazla şıkkın işaretlenebildiği bu soruda katılımcıların yüzde 92’si en az bir haksız duruma maruz kaldığını ifade ediyor.
Kamu çalışanı kadınların yarısından fazlası (%59) işyerinde mobbinge uğradığını düşünüyor. Mobbingi, izin, örgütlenme vb. gibi yasal haklarını kullanırken engellenme (%39); kariyer ve yükselmede ayrımcılık (%34); sözlü taciz %28 izliyor.
Araştırma kapsamında kadın çalışanlara; çalıştıkları işyerlerinde kreş olup olmadığı, yoksa kreş talep edip etmedikleri soruldu. Bu kapsamda kamu işyerlerinin yüzde 89’unde uygun bir kreş olmadığı ifade ediliyor.
Kadın Emekçiler 8 Mart’ın Resmî Tatil İlan Edilmesini İstiyor!
Araştırma kapsamında katılımcı kadınların yüzde 86’sı uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan ve dünyada 33 ülkede resmi tatil olan 8 Mart’ın Türkiye’de de tatil ilan edilmesini ve günün kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerinin dillendirileceği etkinliklerle doldurulmasını talep ediyor.