Van’da GES şirketleri tarım ve hayvancılığı tehdit ediyor

Eski adıyla “Teşiba” yani “Güneşin Şehri” olarak bilinen Van’da GES şirketleri köy meralarını ve tarım alanları üzerine kurduğu santrallerle büyük bir kazanç sağlarken; köy halkına hiçbir faydası dokunmadığı, hayvancılık ve tarıma da zarar verdiği iddia ediliyor.

GES şirketlerinin bu durumuna tepki gösteren köy sakinleri, topraklarının özel şirketlere rant amaçlı tahsis edildiğini söylüyor.

Fotoğraf: Salih Sertkal

Gazeteci Salih Sertkal’ın media4democracy.org sitesinde yayımlanan haberinde Van’da Güneş Enerji Santralleri (GES) olarak bilinen özel şirketlere ait artan santrallere dikkat çekiliyor. Sertakal’ın haberine göre; Dünyada özellikle de Avrupa ülkelerinde son yıllarda önem verilen yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına ilgi her geçen gün artarken; Türkiye’de de aynı şekilde bu enerji kaynaklarına ilgi artıyor.

Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalarda, kaliteli malzeme ve çevre fizibilitesi yapılmadığı taktirde bu enerji üretim santrallerinin ekolojik sisteme ve insan yaşamına zararları olacağına dikkat çekiliyor.

Van en yüksek ikinci kota sırasında

Türkiye’nin en çok güneş gören ve aynı zamanda ‘Yıllık ışınım şiddeti değerinin’ en yüksek olduğu illerin başında gelen Van’a GES şirketlerinin ilgisi oldukça yüksek. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun belirlediği güneş enerjisinden elektrik üretilebilecek bölgeler arasındaki 28 il arasında da Van en yüksek ikinci kota sırasında bulunuyor.

Köy meralarına tek kuruş vermeden GES kuruluyor!

Van’da başta Edremit, Tuşba, Erciş, İpekyolu ilçeleri olmak üzere birçok alanda GES’ler kurulmaya devam ediliyor. Türkiye’de çoğunluğu özel şirketler eliyle yapılan GES’lerin kurulduğu yerdeki insanlara ve çevreye herhangi bir faydası dokunmadığı gibi aynı zamanda zararı dokunduğu belirtiliyor.

Van’da Edremit Kıyıcak, Edremit Çiçekli, Edremit Bakımlı, Edremit Yukarı Doğanlar, Edremit Engil, Tuşba Arısu, Tuşba Atmaca, Erciş merkezde 2 adet olmak üzere çok sayıda GES, köylerin mera alanlarına kurulmuş durumda. Yatırım adı altında vali, kaymakam gibi resmi yetkililerin de aracılığıyla köylülerle bir araya getirilen özel şirketler, köyün ortak malı olan meralara tek kuruş ödemeden tesis kurarak kazanç elde ediyor.

‘Kayyumun yardımıyla özel şirket köyün merasına kondu’

İlk GES’in yapıldığı köylerden biri olan Edremit Kıyıcak’taki özel şirket, dönemin ilçe Kaymakamı aynı zamanda Edremit Belediyesi’ne atanan kayyum olan Atıf Çiçekli’nin yardımıyla köy merasını kullandığı iddia ediliyor. Kıyıcak köyü sakinlerinden Koçero İmre, söz konusu güneş enerjisi santralinin kurulum aşamasında, köy halkının evlerinin yıkmakla tehdit edilmesine varan tehditlere maruz kaldığını söylüyor.

‘Köylüler evleri yıkılmakla tehdit edildi’

Koçero İmre

Özel bir şirket tarafından köylerine ait 400 dönümlük mera alınana GES yapıldığını belirten İmre, santralin kurulma sürecine ilişkin şunları aktardı:

“Santralin kurulum aşamasında köylünün haberi yoktu. Santralin kurulacağı zaman Edremit Kaymakamı ve aynı zamanda belediyeyi yöneten kayyum olan Atıf Çiçekli, bu süreçle bizzat kendisi ilgilendi. Köylünün santrale itirazı üzerine tüm köylüleri bir salonda toplayan kaymakam, santralin kurulması için halkı ‘isteseniz de istemeseniz de yapılacak’ diyerek tehditvari söylemlerde bulunuyor. Köyümüze tapu kadastro 1972 yılında geliyor. O zaman köyde 6 ev varken şimdi yüzü aşkın ev bulunuyor. Bazı evler köylünün rızasıyla köy merasına yapıldığı için evlerin olduğu bazı alanların tapuları bulunmuyor. Atıf Çiçekli köylüleri, santralin kurulmasına izin vermedikleri halde bu evleri yıkmakla tehdit etti. Kaymakam, köylülerin uzun süredir bu evlerin tapularının verilmesi noktasında topladıkları imzalı dilekçeleri, köylülere tapularını vereceklerinin vaadinde bulunarak santralin yapılmasına izin verdikleri yönünde beyana çevirerek herkesten imza topladı.”

‘Köylülerin merasına santrallerini kurdular halkı kandırdılar’

Tapuların verilmesine ilişkin önceden köylünün birçok girişiminin olduğunu belirten İmre, şöyle konuştu: “Kaymakam köy halkından tapular karşılığında referandum seçiminde oy istiyordu. Bu santral kurulum aşamasında toplantı salonuna topladığı köylülere isteseniz de istemeseniz de bu yapılacak şeklinde beyanlarda bulunuyordu. Köy sakinlerine elektrik üretimine başlandığı takdirde köylülere elektriğin indirimli verileceği, köyün cami, okul, yol gibi ihtiyaçların giderileceği şeklinde sözler verildi. Ama bu sözlerin hiçbiri tutulmadı. Geldiler köylünün merasını üzerine santrallerini kurdular büyük bir rant sağladılar ve halkı kandırdılar.”

‘Köyün merasını hazine arazisine çevirip özel şirkete tahsis ettiler’

GES’in kurulduğu diğer bir yer de Tuşba ilçesine bağlı Arısu Köyü. Özel şirket tarafından Türkiye’nin ikinci büyük bölgenin ise en büyük GES’i Arısu köyüne kuruldu. 780 dönümlük araziye kurulan santral köylünün tüm itirazlarına rağmen inşa edildi.

Santralin kurulum ve inşa sürecine ilişkin bilgi veren Arısı Köyü Muhtarı Sabri Yiğit, köyün köylünün hakkı olan meranın Boydak adındaki bir şirkete köylüye tek bir kuruş dahi verilmeden tahsis edildiğini belirtti. Yiğit, santrale tepkisini şöyle dile getirdi:

“Boydak adındaki şirket 3 yıl önce köyümüze geldi. GES kuracaklarını belirttiler. Tüm köylüye elektrik faturası ödemesi için her ay 100 TL maddi nakdi yardımda bulunacaklarını, cami ve taziye evine kalorifer çekeceklerini, köy okulunun etrafına duvar öreceklerini, köy evi yapacaklarını sözünü verdiler ve o dönemin valisinin de devreye girmesiyle köylüler kabul etti. Köy merasını mera olmaktan çıkarıp hazine arazisi haline getirerek Boydak şirketine tahsis ettiler.”

‘Santral inşaatındaki hafriyat ve molozu köyün merasına döküyorlar’

Köylerinde 3 bin küçükbaş 500 büyükbaş hayvan bulunduğunu ifade eden Yiğit, şunları kaydetti: “Burası hayvanlarımızın otlak yeriydi. Santralin güvenliği için yanına karakol yapmışlar, askerler sürekli nöbet tutuyor. Santral alanına el koydukları yetmiyormuş gibi elektrik nakil işlemleri için köylünün tarlalarına da kendilerinin rızaları olmadan elektrik direklerini diktiler. Santral inşaatındaki hafriyat ve molozları götürüp köyün merasına döküyorlar. Ne kadar itiraz edilse de maalesef alan askeri koruma altında olduğu için bir şey diyemiyoruz.”

Söz konusu iddialara ilişkin GES şirketleri tüm girişimlere rağmen köylülerin yakınmalarına ilişkin sorulara yanıt vermedi.