Toplumsal bağışıklık için en az 70 milyonun iki doz aşı yapması gerektiğini belirten TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, tedbirlerin kaldırılması sonrası yaşanan rehavetin yeni bir piki tetikleyebileceği uyarısı yaptı.
Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, 10 Temmuz itibariyle Türkiye’de 37 milyon 558 kişiye birinci doz, 16 milyon 931 bin 649 kişiye ise ikinci doz aşı yapıldı. Aynı verilere göre en az aşılama bölge kentlerinde yapıldı. Ardahan 67 bin 766, Dersim 78 bin, Siirt 78 bin 793, Iğdır 82 bin ve Bitlis 96 bin 361 aşı sayısıyla en az aşının yapıldığı kentlerden. İstanbul 10 milyon 405 bin 27, Ankara ise 4 milyon 718 bin 523 aşıyla listenin başında yer alıyor. Bölgenin en büyük kentlerinden Diyarbakır’da ise bu sayı 568 bin 776.
Bölgede aşı tereddütü
Aşılamada bölgeler arası eşitsizliğe dikkati çeken Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, bölge kentlerinde aşıya dair tereddüt yaşandığını kaydetti. Bulut, yaşanan tereddütün nedenini şöyle açıkladı: “Aşıya ulaşamamaktan ya da anadilde sağlık hizmetinin olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Ama artık mobil üniteler kuruldu. Yurttaşlar nerede ulaşabiliyorsa, ilk ulaştıkları yerde muhakkak aşılarını olsunlar. Aşılama, Türkiye’deki salgın krizini aşmamızı sağlayacaktır. TTB olarak biz hep ‘tereddütte olma aşı ol, sağlıklı ol’ diyoruz.”
Anadilde sağlık hizmeti
Anadilde sağlık hizmetinin önemine değinen Bulut, “Sağlık Bakanlığı, salgınlarla ilgili İngilizce yaptığı bir kampanyayı neden Kürtçe ya da Arapça yapmasın? Bu ülkede başka diller konuşan yurttaşlar da var. Özellikle Kürt illerinde yaşayan yurttaşlar hikayelerini Türkçe anlatamıyor. Hekimliğin en önemli ritüellerinden biridir; Önce hastanın hikayesini anlar sonra fiziki muayene yapar. Bölge illerinden başka dillerde de broşürlerin asılması gerekiyor. Bu konuda bakanlık yardım isterse TTB olarak yardımı yapabiliriz. Bu konuda tüm meslektaşlarımız yardıma hazır” diye belirtti.
Yüzde 70 aşılanmalı
Ülke genelindeki aşılama oranına da değinen Bulut, rakamın toplumsal bağışıklığın elde edilmesi için gerekli olan yüzde 70’i karşılamadığını ifade etti. Bulut, “İkinci doz aşı yapan kişi sayısı 16 milyon. Bu 16 milyonun tamamı bağışıklık kazanmış olmuyor. Aşıların koruyuculukları yüzde 92, 95, 82. Farklı aşılar var. Sağlık Bakanlığı bu verileri şeffaf paylaşırsa eğer biz de rakamları hesaplayarak, bağışıklık kazanan kişi sayısını tespit edebiliriz. En az toplumun 70 milyonu aşı olmalı ki toplumsal bağışıklığa erişelim” diye kaydetti.
Yeni pik uyarısı
Temmuz ayında pandemi nedeniyle alınan tedbirlerin kaldırıldığına dikkati çeken Bulut, “Yaz aylarında olduğumuz için turizm ve ekonomik kaygıyla yapılan bir açılma dönemi oldu. Bu açılma sonbaharda tekrar yeni bir piki tetikleyebilir. Yurttaşların hala maske, mesafe ve hijyene dikkat etmesi gerekiyor. Ama en önemlisi aşı tereddütü yaşamamalı. Aşıların yan etkileri abartılan ve özellikle sosyal medyada gezen bilgilere aldırmasınlar. Çünkü Kovid-19 öldürücü bir hastalık. Çok zarar veriyor. İleride Kovid-19’u geçirdikten sonra hangi hasarların kalacağını yıllar içerisinde göreceğiz. Böbrek, kalp ve diğer organlarda hasar bırakıp bırakmadığı gibi durumları yıllar içerisinde görebileceğiz. Bu nedenle böyle bir risk almaktansa aşı olmaları ve aşı olduktan sonra da kurumdan ilk 30 dakika ayrılmamaları yeterli olacaktır. Kolda ağrı olması ya da biraz ateşin olması gibi yan etkiler beklenen yan etkilerdir” diye konuştu.
Küresel çözüm
Birinci ve ikinci doz SinoVac aşısı yapan kişilerin mutlaka üçüncü doz aşıyı da yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Bulut, “Çünkü Delta varyantında özellikle SinoVac aşısının koruyuculuk oranı yüzde 20’ye kadar düşüyor. Dünya Sağlık Örgütü, aşı kullanım onayı almaları için yüzde 50’lik koruyuculuk oranı belirledi. Delta varyantı yüzde 60 daha bulaşıcı ve kliniği ağır seyrediyor. Bu nedenle de bir doz da yüzde 70’in üstünde koruyuculuk sağlayabilen bir diğer aşının olmasında yarar var. Milyonda 616, yani 10 binde 6 kişide yan etki görülüyor. Bunlar da öldürücü yan etkiler değil. Kliniklerde düzeltilebilir ya da önlem alınabilir yan etkiler. Yeter ki sağlık merkezinde 30 dakika kalsınlar. Çünkü bir alerjik durum olduğunda ona hemen müdahale etmek kolay. Onun dışındaki yan etkiler için de doktorlarıyla sıkı temas içinde bu konuyu aşacaklarını, bağışık olarak hep birlikte maskesiz daha temiz bir dünyaya doğu tüm ülkeler olarak gidelim” diye belirtti.
Bulut, son olarak 49 ülkeye hiç aşı ulaşmadığına işaret ederek, “Aşının tüm dünyaya yayılmasında yarar var. Dar gelirli ülkelere de aşı gönderilmesi lazım. Böylece küresel bir sorunu küresel bir çözümle aşabiliriz” dedi.
MA / Zemo Ağgöz