Adnan Genç
Korona günlerinde ne kolay gidiyor ki? Hayat herkese zor ve benim röportaj konularım da biraz, ‘Bizim Mahalleden –Şair, Sezai Sarıoğlu’ndan el alarak-’ olan insanların sorunlarına eğiliyor.. Yani havuz başında endüstriyel spor aletleriyle poz veren insanların ‘korona sıkıntıları’ pek ilgimi çekmiyor…
Sadede gelirsek; zaten zor ve hayli meşakkatli bir iş olan yayıncılık dünyasının, dergi yapanların sorunlarına dönelim, istedim… Nasıl yayın yapıyorlardı önceden? Şimdi hangi koşullarda sürdürüyorlar veya niye sürmüyor. ‘Online’ yayıncılık dünyasına hangi nedenlerle katıldılar? Yayın Kurulu meselesini ve yazı takibini nasıl yaparlardı, şimdi hangi koşullarda sürdürüyorlar. Ve tabii dijital hazırlık, matbaa ve dağıtım ile tanıtım işleri nasıl sürüyor, sürebiliyor mu? Okur sayısı ve ilgisi ne düzeyde? Bunları yayınca dostlarımıza sorup yanıtlar alalım ve okurumuza sunalım istedim. Öyle ya; bir arkadaşınızın ya da sevdiğiniz bir şairin, şiirlerine rast gelebilirsiniz.. Veya zor bela, resim yapan dostlarımızın işlerini anlattıkları yazılara… Yayınları edinelim; okuyalım ve okutalım… Dayanışma candır…
Bugünkü yazı da Anadolu’nun minnacık bir küçük ilçesinde hem günlük gazete yapan bir yayıncıdan geliyor; günlük gazete yanında bir de Şehir Dergisi yayımlayan dostumuzun yanıtlarına kulak vereceğiz… Tabii en büyük avantajlarının, kendilerine ait bir matbaalarının olması ve okurlarıyla kurmuş oldukları canlı ve sahici ilişki… İbrahim Tığ dostumuz, sorularımıza genel bir metin içinde şöyle yanıt veriyor:
Dünyayı ve ülkemizi kasıp kavuran, dünya genelinde 424 bin 249, ülkemizde ise 4 bin 807 insanımızın yaşamını yitirdiği korona virüs salgınının yaşantımızı allak bullak ettiği kesindir.
Hasan Hüseyin’in “Acılı günler gördüm” dediği gibi insanımızın günlerce sokağa çıkamadığı bu günlerde hayatın durduğunu gözlemek ne kadar da acı!
Yayıncılık alanına geldiğimizde ise günlük gazetemizi basma; okurlarımıza ulaştırma, insanımızı bilgilendirme konularında oldukça sıkıntılar yaşadık. -Hoş gazeteci olarak sokağa çıkma yasağından muaf tutulmuş olsak da- bastığımız eserimizi kime, nasıl ulaştıracaktık! Bu sorundu elbet! Ama bu durumu da gazetemizin resmi internet sitesiyle gidermeye çalıştık. Okuyucularımıza bu sitemizle ulaştık ve korona ile ilgili her yapılan açıklamayı, bilgilendirmeyi, yaşanan gelişmeleri sitemiz aracılığıyla duyurduk halkımıza.
-Şehir Dergisi olarak aksatmadan yayınımızı sürdürdük. Postada aksamalar olsa da okuyucularımıza ulaştırdık dergimizi. Yani korona virüsten önce nasıl basım yayınını yaptıysak dergimizi o iç karartıcı günlerde de ufak tefek aksamalar da olsa ulaştırdık okuyucumuza dergimizi.
-Korona günlerinde birçok dergi basılamadı, yayın yapamadı. Bu yüzden internet üzerinden dergilerini okuyucularına sundular. Lacivert, Yeni E, Akatalpa dergileri buna örnektir. Bizim bu yola başvurmamamızın tek nedeni, dergimizi kendi matbaamızda basıyor olmamızdır. Böyle olunca da dergimizin basımı ve yayımında aksama olmadı. Sadece okuyucularımızdan gelen istek üzerine Mart 2020 sayımızda yer alan şiirlerin tamamını okuyucuyla Facebook’ta paylaştık o kadar.
-16 yıldır Zonguldak’ın 27 bin nüfuslu ilçesinden Türkiye’ye seslenen Şehir dergimiz 142. sayısına hazırlanıyor. Aksama yok yani..
-Şahsıma gelince… Korona günlerinde evde kalmak, çocuklarımla olmak beni çok daha mutlu kıldı. Sonra, yıllardır yazıp çekmeceye bıraktığım öykülerimi yeniden ele alma fırsatı buldum. Bu öykülerimi basıma hazır hale getirdim. Sonra, şair-yazar Müfide Güzin Anadol hakkında araştırmalar yaptım, onun eserlerini bir araya getirme çabası içindeyim. Yine Devrekli bestekâr Hayri Tuncel hakkında bir kitap hazırlığım var. Yani boş durmadım okudum, yazdım korona günlerinde. Verimli geçti diyebilirim…
Yarın yazı dizimizin son yazısı gelecek… İyi ki bu konu aklımıza geldi; çünkü yayıncılık ve haber işi yapanların işleri gerçekten yaşamsal önemde değerli ve önemlidir bu ülkede. Bin bir türlü zorlukla ve her an duruma göre yeni çözümler üretmeye çalışan; bu bağlamda ‘Analitik’ karakterli uygulamalarla, hep bir sınav içinde olurlar. Çok çok kolay gelsin diyoruz…
Ankara’dan: Ekin Sanat Dergisi…
Bursa’da yaşayan bir dostumuzla konuşuyoruz bugün; Hülya Kocamaz: Aslında mesleğiniz grafikerlik (matbaalara ön hazırlık bağlamında dijital işleriniz ve organizasyonlarınız da oluyor); profesyonel olarak fotoğraf çekiyorsunuz ve sergiler açmış bir ressamsınız da. Dergi işine nasıl girdiniz? Derginizin adı? Ne zamandır yayımlanıyor? Periyodu? Nakit ve vakit bulunca mı çıkartıyorsunuz, pek çok dergi kolektifi gibi? Siz, ne zamandır bu dergiye iş veriyorsunuz. Galiba şiir, resim ve fotoğraflar veriyorsunuz? Büyücek de olsa bir taşra kentinden İstanbul’daki hazırlanan ve yayımlanan bir dergiyi iş yetiştirmek ne anlama geliyor, lütfen biraz anlatır mısınız; neler yapıyorsunuz? Korona öncesinde ve şimdilerde, derginizin Yayın Kurulu ve ilişkide olduğu insanlarla iletişimiz nasıl sürüyor? Gene günümüz koşullarında dergi basmanın, dağıtmanın ve tanıtımını yapmanın zor olduğunu biliyoruz. Lütfen bu konularda neler yapıyorsunuz, anlatır mısınız? Dijital yayıncılığa geçtiniz mi, ne zamandır ‘online’ durumdasınız ve son olarak, derginizle ilgili iletişim bilgilerini verir misiniz? Teşekkürlerimle.
Hülya Kocamaz: Sanatın birçok dalına olan ilgimi anlatırken, siz; edebiyata olan tutkumu da eklemek istediğiniz için pek mutlu oldum J Dergimizin adı; Ekin Sanat Edebiyat ve Düşün Dergisidir. 2012 yılında Kadıköy Atölyesini ziyaret ederek Dergiye üye oldum. Fotoğraf ile ilgili yazımın yayınlanması ve sıcak bir ortamın oluşması dergiyi daha da benimsememe sebep oldu. 2 sene İstanbul İl temsilciliğini üstlendim. Dergimiz, Behice Boran adına düzenlenen; 16 yıldır zorlukları aşmak için epey emek harcamış bir dergidir.
Dergimiz sanat çevrelerinde sayısız etkinlik düzenledi. Çoğu zaman bir cafede, çoğu zaman da loş bir barda veya atölyelerimizde etkinliklerimiz devam etti. Yoğunluk, genel merkez olan Ankara’da sürmektedir. Kimi yazarlarımızın kitaplarını tanıttık, kimi yazarlarımızın da sanat ve yazı üzerine görüşlerini aktarmalarını sağlayarak ilgi çeken etkinlikler gerçekleştirdik. Sayısız sanatçı günün coşkusuyla yeni bir öyküye başladı. Yazıyla, resimle, müzikle, tiyatroyla, fotoğrafla ve felsefe ile ilgili atölye çalışmalarımız kesintisiz sürüyor.
Dergi yapmak, her koşulda zor…
Matbaa sektöründe olduğum için dergi basımının zorluklarını çok iyi bilirim. Maalesef baskı zamanlamasında zorluk çekiyoruz. Aylık olan dergimiz artık üç ayda bir çıkmaya başlıyor. Dolayısıyla vakit için pek zorlanmıyorum.
Daha öncede belirttiğim gibi 2012 yılında dergiye üyeliğim ve İl temsilciliğim başladı. 2014 yılında Bursa’ya yerleştiğim için şuan Bursa il temsilciliğini üstlenmekteyim. Daha çok fotoğraf ve resim üzerine yazılar yazmaktayım. Bazen de sadece çektiğim fotoğraflar ve yaptığım resimler yayınlanıyor.
Korona günlerinde dergimiz çok daha fazla okundu. Çünkü, insanların okuması için epey zamanları oldu. Bu bizi mutlu etti. Dağıtımlarımız kargo ile veya şubelerimizden teslim edilmektedir. Bi çok kitap evlerinde anlaşmamız vardır. Hâlâ da devam etmektedir. Çabalamaya çalıştığımız sürece pek bir zorluk çekmiyoruz. Dergi kültürünü aşılamayı başardığımızı düşünüyoruz.
Online sisteme henüz geçemedik ama okurlarımızla iletişimimiz, internet üzerinden de devam etmektedir.
Karanfil Sk. No: 24 K: 5 D: 16 Kızılay / Ankara
Telefon: 0312 419 60 53
Instagram: ekin_sanat_edebiyat_dergisi
e-mail: ekinsanat@hotmail.com