Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), yaşadıkları sorunların çözümü için Cumhurbaşkanlığına, Sağlık Bakanlığına ve siyasi partilerin liderlerine mektup gönderdi.
Mektupta, bazı kanunlarda değişiklik yapılması da istendi.
AHESEN Başkanı Gürsel Özer, yaptığı yazılı açıklamada, pandemi süresince toplam 107 sağlık çalışanının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybettiğini, testi pozitif olan sağlık çalışanları sayısının ise 40 bini aştığına dikkat çekti.
‘Sağlık çalışanları 10 kat daha fazla virüsle enfekte oluyor’
Bu sayının sağlık çalışanlarının normale oranla 10 kat daha fazla virüsle enfekte olduğunu gösterdiğine işaret eden Özer, şunları kaydetti:
“Uzun ve meşakkatli pandemi sürecinde sağlık çalışanları yoruldu, yıprandı ve buna bağlı tükenmişlik sendromu yaşamaya başladı. Artan iş yükü, önlemlere karşı toplumsal duyarsızlık, yaşanan şiddet olayları ve gelecek kaygısı mücadele gücündeki azmin deformasyona uğramasına sebep oldu. Elbette pandemi mücadelesi sağlık çalışanları olarak bizlerin görevidir ve can verme pahasına bu mücadeleyi devam edeceğiz ancak yapılacak düzenlemeler ile iş güvencemiz olsun istiyoruz.”
‘Geride bırakılan yakınları yardım kuruluşlarının ilgisine terk etmek istemiyoruz’
Pandemi veya meslek hastalığı sebebiyle kaybedilen yaşamların ardından, geride bırakılan yakınların yardım kuruluşları ilgisine terk etmek istemediklerine vurgu yapan Özer, “Bu sebeple ilgili konular için tüm siyasi partili vekillerimizden, Sağlık Bakanımızdan ve Cumhurbaşkanımızdan duyarlılık göstermelerini bekliyoruz.” dedi.
‘İdare sözleşme yenilemezse işsiz kalıyoruz’
Özer, mesleki açıdan yaşadıkları zorlukların çözümü için Cumhurbaşkanlığına, Sağlık Bakanlığına ve siyasi partilerin liderlerine gönderdikleri mektupta, şu detayların yer aldığını kaydetti:
“Aile hekimliği uygulamasında iş güvencemiz yok. Sebebi ne olursa olsun 180 gün aktif çalışamadığımız da sözleşmemiz feshediliyor. Kronik hastalığa yakalandığımızda tedavimiz uzun sürüyorsa sözleşmemiz feshediliyor. Vatani görevimizi yapmaya gittiğimizde sözleşmeniz feshediliyor. Bebeğimiz oldu, ücretsiz izin alamıyoruz. Aile hekimliğinden istifa etmeden yer değiştiremiyoruz. Tüm çalışanlara verilen kıdem tazminatı hakkı bize tanınmamış, kıdem tazminatı alamıyoruz. Sözleşme dönemi sonucunda idare sözleşme yenilemez ise işsiz kalıyoruz.”
‘Motive edici sözler ve alkışlar deva olmuyor’
Mektupta, pandemi sürecinde motive edici sözler ve alkışların maalesef iş güvencesi olmadığı gerçeğine deva olmadığına vurgu yapan Özer,
. Kovid-19 meslek hastalığı sayılmadığından Kovid-19’dan vefat ettiğimizde geride kalan çocuklarımıza başkasına muhtaç olmadan yaşayabilecekleri bir gelecek dahi bırakamıyoruz. Başkalarının sorumsuz davranışlarının faturasını hayatıyla ödeyen sağlık çalışanlarının geriye bıraktıklarının kaderleri ile baş başa kalması hem bizi hem de kamu vicdanını yaralamaktadır.”
Özer, mektupta yetkililerden şu taleplerde bulunduklarını bildirdi:
- Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliğindeki madde 13 f bendi kaldırılmalıdır.
- Sağlık sebebi ile iş akdi sonlandırılmamalıdır.
- Sosyal devlet anlayışı hakim kılınmalıdır. (Madde 13 f; Sağlık sebebiyle bir sözleşme döneminde 180 günü aşan süreyle görevin ifa edilememesi.). Aynı yönetmeliğin ı bendi kaldırılmalıdır. Suçu ispat edilmeden herkes masumdur. Soruşturma sonucu suç isnat edilemeyenlerin iş akdi sona erdirilmemelidir. (ı; Gözaltına alınma, tutuklanma veya hükümlülük nedeniyle görevi başında bulunamama süresinin sekiz haftayı aşması.)
- Aile hekimliği çalışanları çeşitli nedenler ile yer değiştirmesi gerektiğinde boş olan aile hekimliği birimi ile sözleşme imzalayabilmelidir. Yer değiştirme hakkı verilmelidir.
- Vatani görev ve doğum sonrası için ücretsiz izin hakları mutlaka verilmelidir.
- Aile hekimliği çalışanlarının vefatı sonrası 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümlerinin uygulanmasında dul eşlere ölüm aylığı bağlanması halleri aynen uygulanmalı. İlgili kanunlardaki 10 yıl çalışma koşulu makul seviyeye çekilmeli ve bu hükümlerin kapsamına aile hekimliği çalışanları da alınmalıdır.
AA – İSTANBUL