Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen Tanış ve Deniz’in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri, 20 yıl önce gözaltında kaybedilen HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ile İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri, adli ve siyasi makamlara Tanış ve Deniz dosyasında adil bir yargılama faaliyeti yürütme görevini yerine getirmesi çağrısında bulundu.

Fotoğraf: Cumartesi Anneleri Twitter hesabı

Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 827’inci haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor. 

Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemlerinde, “Silopi Kayıpları” olarak da bilinen, 2001 yalında Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde ifadeye çağırıldıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ile ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetleri soruldu.

Şuayip Tanış: Faili bellidir

Serdar Tanış’ın ailesi

Açıklamada ilk olarak konuşan Serdar Tanış’ın babası Şuayip Tanış, mahkemelere dava açtıklarını belirterek, bu davadan vazgeçmeyeceklerini söyeldi. Şuayip Tanış, şunları dile getirdi: “Söyleyecek çok şey var saatlerce anlatsak bitmez. Davacıyız, vazgeçmiyoruz. Kanımızın son damlasına kadar, canımız sağ oldukça bu davayı sürdüreceğiz. Olayın faili bellidir. Birinci derecede sorumlu olan Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı Levent Ersöz’dür.”

Rabia Tanış: 20 yıldır oğlumu arıyoruz

Serdar Tanış’ın annesi Rabia Tanış da 20 yıldır oğlunu aradığını dile getirerek, “Oğlum 20 yıldır kayıp, haber alamıyoruz. Oğullarımızın davasından vazgeçmiyoruz. Kemikleri ya da mezarı neredeyse onu soruyoruz.” diye konuştu.

Diyar Tanış: Babam ve dayım için mücadele edeceğiz

Babası Serdar Tanış kaybedildiğinde 1 yaşında olduğunu belirten Diyar Tanış, 20 yıldır babası ve dayısını aradığını belirtti. Diyar Tanış, şunları ifade etti:

“Olayın üzerinden 20 sene geçti fakat hiçbir şekilde ne babam ne dayım hakkında hiçbir somut bilgi edinemedik. Ben ve aile fertlerim 20 senedir babam ve dayımın akıbetinin açığa çıkarılması için mücadelemizi sürdürüyoruz. Olayın üzerinden 100 yıl da geçse babamın ve dayımın akıbetinin açığa çıkarılması için mücadele edeceğiz.”

Hakim Tanış: Dosya ikinci kez AİHM’e gönderildi

Serdar Tanış’ın kardeşi olan aynı zamanda dosyanın avukatlığını da yürüten Hakim Tanış, dosyanın AİHM tarafından karara bağlandığını ve Türkiye’nin mahkum edildiğini hatırlattı. Daha sonrasında dosyanın soruşturma aşamasında takipsizlikle sonuçlandığına vurgu yapan Tanış, şunları ifade etti:

“Türkiye’deki yargılama makamları tarafından takipsizlik verildi. Bu takipsizlik kararına karşı iç hukuk yollarını tükettik. En son iç hukuk yolu olan ve en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Anayasa Mahkemesi de başvurumuzu kabul edilemez gördü. Daha sonra dosyayı tekrar AİHM’e gönderdik. Şu an dosya hala AİHM’de bulunmaktadır. Ne yazık ki söz konusu Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz her ne kadar faili meçhul denilse de aslında failleri meşhur olan kişilerdir. Bunu şöyle bir sözle belirtmek istiyorum, failleri meşhur olan şahıslar tarafından öldürülen mazlumların yaşadığı bir hukuk devletindeyiz ne yazık ki.”

Ceylan Deniz

Ceylan Deniz: Babam bir gün dönecek hayaliyle büyüdüm

Ebubekir Deniz’in kızı Ceylan Deniz de 20 yıldır tüm girişimlerinin sonuçsuz bırakıldığını söyledi. Babası kaybedildiğinde henüz 5 yaşında olduğunu dile getiren Deniz, şunları ifade etti:

“Babamın bir gün dönecek hayaliyle büyüdüm. Büyürken babamıza hasret bırakıldık. Herkesin yaşam hakkı vardır. Bizim babalarımızdan alındı. Babalarımızın ne bir taziyesi kuruldu ne bir mezarı var. Biz bir mezar taşından bile mahrumuz. Tam 20 yıldır babamın geleceği günü bekliyoruz ve kaç yıl geçerse geçsin babalarımızı aramaktan, faillerin yargılanmasından vazgeçmeyeceğiz.”

‘Türkiye hiçbir zaman hukuk devleti olmamıştı’

Bu haftaki basın açıklamasını Cumartesi Anneleri adına Hülya Demir Duru okudu. Anayasa’nın ikinci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devletidir” yazılı olduğu hatırlatan Duru, “Hukuk devleti, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Türkiye, hiçbir zaman hukuk devleti olmamıştı.” dedi.

‘General Ersöz’ün tehdit ve baskılarıyla karşılaştılar’

Serdar Tanış ve arkadaşlarının 2000 yılında Silopi’de HADEP ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başladığını hatırlatan Duru, şunları aktardı:

“Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem’ diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskısı ile karşılaştılar. Tüm baskılara rağmen 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP İlçe Teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış İlçe Başkanı oldu. Sonrasında baskılar daha da ağırlaştı.”

Hülya Demir Duru

‘Silopi Jandarma Komutanlığına gittikten sonra bir daha haber alınmadı’

25 Ocak 2001 tarihinde Silopi Jandarma Komutanlığından Serdar Tanış’ın telefonla aranarak komutanlığa gelmesinin istendiğini aktaran Duru, “Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve onlardan bir daha haber alınamadı. Silopi Jandarma Komutanlığı 5 gün boyunca Tanış ve Deniz’i görmediklerini söyledi. Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak’ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini ama yarım saat kaldıktan sonra, ayrıldıklarını açıkladı.” dedi.

‘Tüm girişimler sonuçsuz bırakıldı’

İnsan hakları örgütleri, aydınlar, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonunun Tanış ve Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdiğini söyleyen Duru, ancak tüm girişimlerin sonuçsuz bırakıldığını söyledi.

Dosyanın etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik kararı ile kapatıldığına vurgu yapan Duru, şunları kaydetti:

“Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aileler17 Ağustos 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi, 18 Temmuz 2019 tarihinde başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle reddetti. Oysa 2001 yılında AİHM’e taşınan davada Mahkeme, ‘yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntü ile karşılamaktayız’ diyerek Tanış ve Deniz’in kaybedilmesinden devletin sorumlu olduğu sonucuna varmış ve Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etmişti.”

Adli ve siyasi makamlara çağrı

Adli ve siyasi makamları göreve çağıran Duru, “İç hukukta ‘yürütülen soruşturmanın kusurlu olduğu ve önyargılı fikirlere dayandığı’ AİHM kayıtlarına geçen Tanış ve Deniz dosyasında adil bir yargılama faaliyeti yürütme yükümlülüğünüzü yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin Serdar Tanış, Ebubekir Deniz ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.” dedi.

MA – İSTANBUL