Evid-Sen, ev işçilerinin salgın sürecinde yaşadığı sorunları raporlaştırdı.
Salgın döneminde gündelik çalışan ev işçisi kadınların tamamının işsiz kaldığına işaret edilen raporda, kimi kadınlar şiddete uğradıktan sonra işten atıldığını anlattı.
Raporda, yatılı çalışanların ise “kölelik” benzeri uygulamalara maruz kaldığına vurgu yapıldı.
Raporda ev işçisi bir kadın, “… bize virüs bulaştırırsın diye bir hafta boyunca odama hapsedildim. Hapisim devam ediyor yemeğimi kapı önüne bırakıyorlar bu duruma dayanamıyorum.” şeklinde yaşadıklarını anlattı.
Ev İşçileri Dayanışma Sendikası (Evid-Sen), ev işçilerinin yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını döneminde özel yaşamlarında ve çalışma yaşamlarında karşılaştıkları sorunları tespit ederek raporlaştırıldı. “Covid-19 Raporu” başlığıyla açıklanan raporda, ev işçilerinin dünya genelinde sayıları 100 milyonları aşan, toplumun en güvencesiz ve en kırılgan grupları arasında yer aldığı belirtildi.
‘7 ev işçisi Covid-19 tedavisi görüyor’
Rapor sürecinde Evid-Sen’in iletişim içerisinde olduğu 7 ev işçisi kadının Covid-19 tanısıyla tedavi gördüğünün tespit edildiği raporda yer aldı.
30 ev işçisi kadınla mesaj, ses kaydı ve video ile görüşüldü
İstanbul’da yaşayan 30 ev işçisi kadın ile iletişime geçildiğinin belirtildiği raporda, salgın nedeniyle yüz yüze görüşmenin mümkün olmadığı ve çoğu ev işçisi kadının online konferans ve sohbet programlarını kullanmadığı belirtildi. Raporda, bu nedenle ilgili soruların cevapları yazılı olarak iletilen mesajlar veya video ve ses kaydı aracılığıyla alındığı kaydedildi.
Görüşülen kadınların meslek tecrübeleri 15 yılın üzerinde
Görüşülen kadınların ortalama meslek tecrübelerinin 15 yılın üzerinde olduğunun görüldüğünün belirtildiği raporda, “Ayrıca katılımcıların çok büyük bir çoğunluğu başka bir iş yapma şansları olmadığı için ev işçiliğini tercih ettiklerini belirtirken, yine çoğu işlerini tanıdıkları aracılığıyla bulduklarını ifade etmişlerdir.” denildi.
Yatılı çalışanların 6’sı göçmen işçi
Rapora göre; araştırmaya katılan kadınların 13’ü ilkokul mezunu, 2’si herhangi bir şekilde eğitim almadığını, 9’u lise mezunu, 3’ü yüksekokul mezunu olduğunu belirtirken, 5’i ise eğitim durumunu belirtmedi. Evli olduğunu ifade eden 15 kadından 11’i evin geçimini eşi ile birlikte sağladığını dile getirdi. Kadınların, 19’u gündelikçi olarak 11’i ise yatılı olarak çalıştığını belirtti. Yatılı çalışanlar arasında 6 kişi göçmen işçilerden oluşuyor.
Gündelik işlerde çalışan ev işçilerin yoğun bir şekilde işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğu görülürken, yatılı olarak çalışan ev işçileri ise izinsiz ve işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine uyulmaksızın çalıştırılıyor.
‘Ev hizmetlerinde gündelik işlerde çalışanların tamamı işsiz’
Araştırmaya katılan kadınların tamamı, salgın öncesinde gündelik işlerde çalıştığını ancak şu anda çalışmadıklarını, işsiz kaldıklarını ve çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduklarını anlattı. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta güçlük çeken kadınlar, sürecin daha fazla uzaması halinde içinden çıkılamayacak bir durumla karşı karşıya kalacaklarını ifade etti.
‘Kadına karşı şiddetin de temel öznesi oldu’
“Ev işçileri bütün bu zor şartların yanında kadına karşı şiddetin de temel öznesi olarak karşımıza çıkmışlardır.” denilen raporda, içinden geçilen süreçte bazı ev işçilerinin kendi aileleri içinde de şiddete maruz kaldıklarını dile getirdikleri belirtildi.
‘Yatılı çalışma alanında kölelik benzeri uygulamalar damga vuruyor’
Bu dönemde hala geçimlerini sağlayabilen ve işleri olan ev işçilerinin ise son derece zor şartlar altında izinsiz ve uzun sürelerle çalışmak zorunda kaldıklarının belirtildiği raporda, şöyle denildi:
“Yatılı çalışan birçok ev işçisinin iş yeri bu dönemde içine kapatıldıkları hapishanelere dönüşmüş durumda. Aileleri ile iletişim kuramıyorlar, virüse karşı korunmuyorlar ayrıca kendileri virüsün kaynağı gibi görülüp horlanıp ötekileştiriliyorlar. İzin isteyen ev işçileri ise işverenleri tarafından risk unsuru olarak görülüyor ve bu talepleri karşılanmıyor. Kısacası bu döneme yatılı çalışma alanında kölelik benzeri uygulamalar damgasını vuruyor.”
‘Göçmen ev işçilerinin durumu insanlık dışı’
Yatılı çalışan ev işçileri arasında yoğun olarak bulunan göçmen ev işçilerinin durumunun da son derece ağır ve insanlık dışı olduğuna vurgu yapılan raporda, “Çoğu zaman izinsiz (kendi değimleriyle kağıtsız) çalışan ev işçileri hem çalışma şartlarıyla baş etmeye çalışıyor hem de çok daha sömürüye açık hale geliyorlar. Bazılarının ise ülkelerinde enfekte olan yakınları var ve onların endişesini de içlerinde yaşıyorlar.”
‘Barınma, beslenme ve sağlık sorunları da yaşanıyor’
Ev işçilerinin işsizlik ve çalışma şartlarının kötüleşmesinin yanında barınma, beslenme ve sağlık sorunlarına yönelik olarak da birçok bilgiye ulaşıldığının kaydedildiği raporda, bu doğrultuda ev işçilerinin anlattıkları sorunlara da yer verildiği belirtildi.
‘Devlet bize sahip çıkmalı’
Ev işçilerinin büyük çoğunluğu sözlerinin sonunda devlete seslenerek kendilerine sahip çıkılmasını talep ettiklerinin belirtildiği raporda, “Bu doğrultuda sigortasız olmalarından kaynaklı sosyal güvenceden yoksun ve sağlık güvencesinden mahrum olmalarının katlanılabilir bir durum olmadığını hatırlatmışlardır. Dolayısıyla devletin bu sürece müdahil olarak kendilerine çözüm üretmesi gerektiğini dile getirmişlerdir.”
‘Salgın dönemlerinde bazıları daha korumasızdır’
Yaşanan bir salgının ayrım yapmaksızın herkesin hayatını kötüleştirdiğinin belirtildiği raporda, ancak bu dönemlerde bazılarının daha korumasız olduğuna işaret edildi. Raporda, ev işçilerinin bu dönemde olduğu gibi benzer süreçlerde sömürüye çok daha açık bir hale geldiği vurgulandı.
‘Sorunların çözümü adına acil politikalar hayata geçirilmeli’
Raporda, acil bir şekilde gerekli tedbirler alınmaz, yeterli imkânlar sağlanmaz ve onlara destek olunmazsa birçok temel insan hakkının kendileri için erişilemez olacağına vurgu yapıldı. Ev işçilerinin sorunlarının çözümü adına acil politikaların karar vericiler tarafından hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:
“Bunun yanında konu olan durumla ilgili toplumsal algının oluşturulması ve toplumun tüm kesimlerinin bu soruna duyarlı hale gelmesi de acil taleplerimiz arasında yer almaktadır. Tekrar hatırlatmak isteriz ki bizler evlerinize baharı getiren, temizleyen, yıkayan, hazırlayan, büyüten, bakan ev işçileriyiz. Biz toz bezi değiliz ev işçisiyiz…”
Ev işçisi kadınların yaşadıkları sorunlara ilişkin anlatımlarının bazıları şöyle;
‘Virüs bulaştırırım diye bir hafta odama hapsedildim’
“Adım… Özbekistanlıyım… Karı koca yaşlı bir çiftin yanında çalışıyorum iki buçuk senedir. Çalışma iznim yok. Çalıştığım iş yerinde yaşadığım önemli bir sorunu yazıyorum. Oturma iznini almak için postaneye gittim. Ayrıca otobüsle ya da minibüsle de değil çalıştığım yerin özel şoförüyle gidip geldiğim halde bize virüs bulaştırırsın diye bir hafta boyunca odama hapsedildim. Hapisim devam ediyor yemeğimi kapı önüne bırakıyorlar bu duruma dayanamıyorum. İşi bırakmayı düşünüyorum bırakmak istediğimde neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Çok üzülüyorum, bir insana bu yapılmamalı…”
‘İki aydır hiç izin kullanmadım’
“Adım … Hemşireyim, Azebaycanlıyım. Memlekette çocuğum ve eşim var. Eşim korona oldu şimdi daha iyi ancak aklım ailemde. Ailemle telefondan görüntülü konuşuyorum. Bir buçuk yıldır çocuk bakıcısıyım. İki aydır hiç izin kullanmadım. Çalıştığım evin bütün işini yapıyorum, çocuklarına bakıyorum… Çok yoruldum…Bende virüs çıksa ne yaparım bilmiyorum. Önemli olan onlar, biz umurlarında değiliz. Evleri küçük bana ait bir odam yok bir şey olsa beni işten atarlar. Kendileri hasta olsa bana baktırırlar…”
‘Bana şiddet uygulayıp işten çıkarttılar’
“Çalıştığım işyerinden izin istedim ama vermediler. Sen bize korona mı bulaştıracaksın dediler? Ellerime omuzlarıma vurup bana şiddet uygulayıp sonra da işten çıkarttılar…”
“Bu olaylardan dolayı dışarıya çıkamıyorum gün boyu evdeyim izin günümü odamda geçiriyorum. Hafta içi çalışıyorum. İşim daha da yoğunlaştı çünkü herkes evde… Nefes alamıyorum herkese yetemiyorum… Bu süreçte covid öldürmezse bu gidişle Bakırköy’ün yolu görünüyor…”
‘Babam bıçak çekti’
“Ama şartlar zor… Yuvam dağıldı, çocuklarla buralarda bir başıma kaldım… Gibi gibi şeyler… Çevre olsa da ne yazar, elin kolun bağlı, büyükler ters, babam bıçak çekti… Önüne gelen evden kovuyor kafalarına estikçe…”
“Bu dönemde ciddi sıkıntılar yaşıyorum, parasız kalıyorum… Çünkü gündelikçi olarak çalışıyordum… Bütün işlerimiz sonlandı işler iptal oldu… bu hastalık yüzünden, işimden ayrılmak zorunda kaldım … Şu an ciddi şekilde maddi durumum çok bozuk. Bütün geçimimi ev işlerinden sağlıyordum. Daha önce bir gıda kartım vardı ayda 125 TL İBB’den olan ondan alışveriş yapabildim bu ay öyle idare ettim…”
‘Herkes korkuyor bizi eve almıyorlar’
“Herkes korkuyor bizi eve almıyorlar… Çok sıkıntı yaşadım bu süreçte… Borçluyum borcumu ödeyemiyorum, oğlum askerde, diğer çocuğum kaza yaptı kiramı ödeyemedim. Bankalara borcum da var. Bu hastalıktan sonra kimse çalışmıyor… Maalesef para yok borç var her yere… Gece gündüz düşünüyorum iki hastayla yaşıyorum… Beslenmemi bile sağlayamıyorum… Para yok ki ne alıp yiyelim… Üçüncü kiram oldu ödemedim…”
“Şimdiden elektrik, doğal gaz ve kira ödemelerini yapamaz hale geldik bu böyle devam ederse açlıkla karşıya kalabiliriz…”
“Sağlıklı beslenmede sıkıntı çekiyoruz. Elimizdeki nakdi de tükettiğimiz için evde olan erzaklarla geçinmeye çalışıyoruz”
“Raporlu olduğu için ilacımı direk eczaneye giderek alabileceğim söylendi ancak ben dün eczaneye gittim ilaçlar için benden para istediler ben de alamadan geri döndüm. Kısacası açıklanan birçok yardımdan ben faydalanamadım…”
‘Hayatımız tehdit altında’
“Hayatımız tehdit altında… Çalışmazsak parasızlıķtan çalışırsak virüsten… Bu durum ne kadar sürecek beli değil… SGK’mız olmadığı için işsizlik yardımından faydalanamıyoruz… Sosyal yardıma başvurdum ancak 685 TL nafaka aldığım için her defasında ret cevabı verdiler…”
“Eşim de ben de kredi desteği için başvuru yaptık ancak gelirimiz olmadığı için bu destekten faydalanamıyoruz…”
‘Sosyal yardımlardan faydalanamıyorum’
“Sosyal yardımlardan faydalanamıyorum, işsizlik yardımı vs. alamıyorum. Devletin bizlere yardımcı olmasını istiyoruz. Çünkü biz sigortasız çalışıyoruz, bu dönemlerde bize yardım etmesi gerekiyor…”
“Rica ediyorum devlet bize el uzatsın. Zor durumdayız iki hastam var çocuklarım işsiz, eşim raporlu ben 57 yaşındayım hastayım hala temizliğe gidiyorum. Hastayım zor çalışıyorum. Hiçbir yerde bize sigorta yapmadılar, 25 yıldır sigortasız çalıştık, devlet bize borçlu lütfen bize el uzatsınlar.”