Kendisini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırılan, işkence gören ve “ajanlık” dayatılan HDP PM üyesi Celalettin Yalçın, dayatmaları kabul etmediği için tecavüz girişimine maruz kaldığını belirterek, zorla İstiklal Marşı’nı okutmak istediklerini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi ve Parti Meclisi (PM) üyeleri son dönemde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından kaçırılarak, “ajanlık” dayamasına maruz kalıyor. Daha önce birçok kez kaçırılma, zorla alıkonulma olayının yaşandığı İstanbul’da bir yenisi eklendi. Bileşik Mücadele Güçleri’nin (BMG) “Birleşirsek kazanırız” şiarıyla başlatmış olduğu kampanya kapsamında 25 Ağustos’ta Sancaktepe’de yapılan çalışmalara katılan HDP PM üyesi Celalettin Yalçın, çalışmaların ardından eve döneceği sırada kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce kaçırıldı.
Elleri arkadan kelepçelenip, gözleri kapatılarak götürüldüğü ormanda işkenceye uğrayan, “ajanlık” dayatılan Yalçın, yaşadıklarını ajansımıza anlattı.
“Ağabeyimiz gelecek”
BMG’nin kampanyası için Sancaktepe’de bildiri ve sticker çalışması yaptıktan sonra HDP Sancaktepe İlçe Örgütü’ne geçtiğini dile getiren Yalçın, akşam saat 20.00 sularında çıkıp, İETT otobüsüne binip Levent metrosuna geçtiğini söyledi. Yalçın, metroda yürüyen merdivenlere bindiği sırada birinin koluna girerek “Hakkında gözaltı kararı var, seni emniyete götüreceğim” dediğini aktardı. Kolundan tutan kişiden gözaltı kararını istediğini ifade eden Yalçın, bana “Kararı emniyette göreceksin” dedi. Yalçın, “Ellerime ters kelepçe takılıp, kafamı eğerek, beni araca bindirdi. Daha sonra da gözlerim kapatıldı. Araçta birkaç kişi daha vardı. Araçtayken bana ‘ağabeylerimiz gelecek ve ağabeylerimizin sorularına uygun cevap verirsen seni bırakacağız’ dediler. Bir saat sonra içinde olduğumuz araca başka bir araç yanaştı ve beni araçtan indirerek, başka bir araca bindirdiler” dedi.
Elleri bağlandı
Kendisini kaçıran kişilere nereye götürüleceğini sorduğunda kendisine “Seninle biraz sohbet edeceğiz, sonra serbest bırakacağız” dediklerini dile getiren Yalçın, araçla yaklaşık 2 saat yol gittikten sonra durup, araca başka kişilerin de bindiğini söyledi. Yalçın, “Gözlerim bağlı olduğu için araca kimin bindiğini görmedim. Araç biraz daha yol gittikten sonra ormanlık alan olduğunu tahmin ettiğim bir yerde durduk. Araçtan indirildiğimde ayakkabılarımı çıkardılar ve bastığım yer toprak ve çalılıktı. Çok rüzgar esiyordu ve ağaç sesleri geliyordu. Bir eve götürüldüm ve yüz üstü beni yere yatırdılar. Ardından ellerim ve ayaklarım çapraz şeklide bağlandı. İstanbul’da ne zamandan beri yaşadığımı sordular. Doğma büyüme İstanbullu olduğumu söyledim. İllegal işler içerisinde olduğum söylendi. Bende HDP Parti Meclis üyesi olduğumu ve çalışmalarımı açık bir şekilde sürdüğümü söyledim” diye belirtti.
Tecavüz girişimi
Çok tuzlu ve yağlı köfteleri kendisine zorla yedirdiğini dile getiren Yalçın, devamında yaşananları şu şekilde anlattı: “Beni susuz bıraktırarak, konuşturmak istediler. Daha sonra üstümü ve başımı çıkarılarak, beni darp ettiler. İlk başta tekmelerle vücuduma, böbreklerime vurdular. ‘Söylediklerimizi yaparsan, bizimle anlaşırsan sana imkan sağlarız’ diyerek, ‘ajanlık’ dayattılar. Ama ben bunu kabul etmedim. İşkenceler sonuçsuz kalınca tecavüz girişiminde bulundular. İç çamaşırımı indirerek, eldiven giyilmiş bir şekilde makatıma doğru bir girişimde bulunuldu. Çıplak haldeyken görüntülerimi çektiler.”
“İstiklal marşı dayatması”
Ajanlık dayatmasını kabul etmediği için ağır işkencelere maruz kaldığını anlatan Yalçın, “Bana ‘Seni kısırlaştıracağız’ deyip, penisime baskı uyguladılar. Zorla bana İstiklal Marşı’nı okutmak istediler. Uzun bir süre sonra gözlerim kapalı ve ellerim kelepçeli bir şekilde beni başka bir yere götürdüler. Diz üstü çöktürüp, mermi sürülen silahı kafama dayatıp, ‘şahadet getir’ dediler. İşkencelerden sonuç almayınca bana ‘Sana son kez yaşama hakkı veriyoruz. İstanbul’u terk etmezsen sana bir daha bu hakkı tanımayacağız’ dediler” diye belirtti.
“Ormana bırakıldım”
Sabaha karşı sabah saat 06.00 sularında kendisini Tuzla civarına bıraktığını dile getiren Yalçın, hiçbir eşyasının kendisine verilmediğini, sadece iç çamaşırlarının üstünde olduğunu söyledi. üzerinde bulunan 3 bin TL paranın yanı sıra telefonu ve bir sırt çantasının da kendisini kaçıranlar tarafından alındığını anlatan Yalçın, “İç çamaşırlarıyla otobanın kenarına, ormana bırakıldım. İki saat boyunca birilerine ulaşmaya çabaladım. Uzun süre bekledikten sonra oradan geçen bir İETT otobüsü beni aldı. Otobüste aileme telefon açarak, beni almalarını istedim. 2 saatten fazla üstü çıplak bir şekilde bekledim. Ardından kuzenim Bağcılar’dan gelip beni aldı” ifadelerini kullandı.
“Mücadelemi sürdüreceğim”
Benzer kaçırmaların daha önce de yaşandığını anlatan Yalçın, “Kaçırmalara, işkencelere ve katliamlara karşı mücadeleden asla geri adım atmayacağım. Verdiğimiz mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Ben İstanbul’da çalışmalarımı tüm baskı ve işkencelere rağmen devam edeceğim” diye konuştu.
İşkence rapora yansıdı
Yalçın maruz kaldığı işkenceye dair hastaneye gidip darp raporu aldı. Yalçın’ın gördüğü işkence darp raporuna da yansıdı. Raporda, Yalçın’ın sol frantal (beyin bölümü) eritem (kan toplanması), sağ kulak arkasında ödem, sağ kolda morluk, sağ skapula (kanat kemiği) eritem, sol diz üzeri eritem, sol tibia ant (kaval kemiği) yüzde aşağı uzanan 5-6 adet yaklaşık 5 cm yüzeysel kesi, sol ayak bileği önyüz bir cm kalınlığında eritem, sağ tibia ant yüzde aşağı uzanan 5-6 adet yaklaşık 5 cm yüzeysel kesi, her iki el bileklerde yüzde 2 cm kalınlığında eritem, boyun sol yüzde sırta uzanan 3-4 adet eritem, ön yüzde eritem bulguları yer aldı.
Yalçın, gerekli girişimlerde bulunduktan sonra suç duyurusunda da bulunacağını söyledi.
MA / Ferhat Çelik