İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Tatlıoğlu, Türkiye’nin kurulları ve kurumları olduğunu ancak ekonomide siyasi sorumluluğu üstlenen bir yetkilinin olmadığını gördüklerini ifade etti.
Hazine ve Maliye Bakanı’nın çizdiği imajın ekonomiye yanlış politikalardan daha yıkıcı bir tesiri olduğunu belirten Tatlıoğlu, “Yakınları korumak ülkeyi korumaktan, yakınların itibarı ülkenin itibarından daha önemli değildir. Nepotizm, Türkiye’nin bugün önemli bir hastalığıdır.” dedi.
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı, Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, partisinin Genel Merkez binasında haftalık basın toplantısında ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin ve insanların gündeminin her zamankinden daha fazla ekonomi ağırlıklı olduğuna işaret eden Tatlıoğlu, enflasyonun, faizlerin ve bütün bunların ötesinde dövizin adeta yolunu kaybettiği ve insanların ne olacak sorusuna cevap aradığı ve de muhatap bulamadığı bir zaman diliminde olduğunu söyledi.
‘Ekonomide siyasi sorumluluğu üstlenen bir yetkili olmadığını gördük’
Türkiye’nin kurulları ve kurumları olduğunu ancak ekonomide siyasi sorumluluğu üstlenen bir yetkilinin olmadığını gördüklerine vurgu yapan Tatlıoğlu, “İkinci hafta bitiyor döviz 6,80’lerden 7,37’lere gelmiş. Türkiye’ye sadece dış borçlar üzerinden 250 milyar lira 2019 yılında tüm ülkeden toplanan Gelir ve Kurumlar Vergisi tahsilatlarına eşit maliyet söz konusu. Toplumun karşısına çıkıp bunun nedenleri ve ne olacağı konusunda sorgulama yapan bir siyasi yetkili yok” dedi.
‘Sayın Bakan magazin programı çerçevesinde bu konulara değindi’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ayaküstü bir sohbet arasında, Hazine ve Maliye Bakanı’nın da adeta bir magazin programı çerçevesinde bu konulara değindiğini belirten Tatlıoğlu, temel sorunun Türkiye’nin imajına da çok ciddi zarar verdiğini ifade etti.
‘Sayın Bakan’ın çizdiği imaj daha yıkıcı’
Tatlıoğlu, şunları kaydetti: “Sayın Bakan’ın çizdiği bu imajın ekonomiye yanlış politikalardan daha yıkıcı bir tesiri var. Bunun piyasa aktörleri tarafından ve dışarıdan algılanışı yetersiz bir ekonomi yönetiminin varlığı konusunda içerisini ve dışarısını tam bir kanaat sahibi kılmıştır. Bu tipik bir nepotizmdir. Yakınları korumak ülkeyi korumaktan, yakınların itibarı ülkenin itibarından daha önemli değildir. Nepotizm, Türkiye’nin bugün önemli bir hastalığıdır.”
‘Türkiye tam bir fakirlik kapanına kısılmak üzere’
Türkiye tam bir fakirlik kapanına kısılmak üzere olduğunu belirten Tatlıoğlu, “2007’lerde orta gelir tuzağını aşmak için mücadele veren ve bir çıkışta olan Türkiye, son 10 yıldır bir yoksullaşma sürecinde ve bugün de bir fakirlik kapanı içerisinde.” dedi.
Artık istihdam konusunda da verilerin birbirini hızla eskittiğine dikkat çeken Tatlıoğlu, “2019 rakamlarına göre Türkiye’de nüfus artmış, çalışma çağındaki nüfus da atmış ama işgücü azalmış. Çalışmak isteyenler 33 milyondan 29 milyona düşmüş. Türkiye’de çalışan sayısı 28 milyondan 25,5 milyona düşmüş. Aynı vahamette , Türkiye’de sigortalı kayıtlı çalışan sayısı 21,5 milyondan 19.6 milyona düşmüş.”
‘İşsiz sayılmayan işsizimiz var’
Türkiye’de işsizliğin resmi rakamlarla 13 milyon civarında açıklandığını, geniş işsizlikte yaklaşık 8.7 milyon işsizin söz konusu olduğuna işaret eden Tatlıoğlu, şu verileri paylaştı: “İşsiz sayılmayan işsizimiz var. Bu da Türkiye’nin literatüre kazandırdığı bir kavramdır. 4.7 milyon resmi işsizimiz, 3,8 milyon işsiz sayılmayan işsizimiz, resmi işsizimizden 1 milyondan daha fazla. Nüfusunu sayamayan ülkeler vardı bundan 50-100 yıl önce şimdi çalışanını ve çalışmayanı ayırt edemeyen ülkeler grubundayız.”
‘Çalışma nüfusunun yüzde 44’ü işsiz’
Tatlıoğlu, çalışma çağındaki çalışma işgücünde işgücü nüfusunun yaklaşık yüzde 44’ünün işsiz olduğuna işaret ederek, “Bu şu demek 2 kişiden 1 kişi işsiz demektir. Buna kayıtsız işsizleri eklediğinizde sayı daha büyük bir orana ulaşmaktadır.” dedi.
‘Ekonomideki sahipsizliğin yansıyan kısmı faizler oldu’
Özellikle son 15 günde ekonomide meydana gelen sahipsizlik ve savrulmanın bu hafta yansıyan kısmı faizler olduğunu ifade eden Tatlıoğlu, “Hem döviz yükselmekte, hem faiz yükselmekte dolayısıyla fiyatlar artmaktadır” dedi.
Partili Cumhurbaşkanlığı döneminde yaklaşık bir buçuk aya bir program açıklandığını ve hiçbirinin hedeflerine ulaşmadığına işaret eden Tatlıoğlu, “Ne enflasyon hedefine ulaşmıştır ne istihdam ve işsizlik, ne bütçe açığı, ne döviz kuru, ne borçlanma oranı.” diye konuştu.
Türkiye’nin potansiyelinin bu olmadığını belirten Tatlıoğlu, hukukun üstünlüğü, adalet ve liyakatın tesisine dair atmosferin hissedildiği andan itibaren ekonominin hızla çarklarını çalıştıracak ve insanına iş sanayicisine üretim ve topluma bir refah süreci getireceğini kaydetti.