KESK: Daha fazla ölmek istemiyoruz

KESK Eşbaşkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik Çalışma Bakanlığı’na, Covid-19 salgını karşısında kamu emekçilerine yönelik alınması gereken önlemleri içeren kamuya açık bir dilekçe verdi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na hitaben yazılmış, kamu emekçilerinin Covid-19 salgınına karşı korunması amaçlı 14 maddelik önlemler listesini içeren kamuya açık dilekçeyi açıkladı.

Salgının geldiği boyutlara ve yaşamsal risklere işaret edilen dilekçede, “iktidarın pandeminin ilan edildiği 11 Mart 2020 tarihinden bu yana daha çok ‘çarklar dönsün de gerisi bir şekilde halledilir’ ile ifade edilebilecek sosyal ve ekonomik politikalarının belirleyici olduğunu düşünmekteyiz” dendi.

‘Bakanlık pandemiye karşı gerekli tedbirleri derhal almalıdır’

Bakanlığın, KESK’in defalarca yaptığı yazılı uyarıları dikkate almadığının belirtildiği dilekçede vaka sayılarının ortaya çıkan yeni mutasyonlarla birlikte salgının ilk aylarını da aşan boyuta gelmesine rağmen kamu işyerlerinin yüzeysel bazı tedbirler altında tam zamanlı ve dönüşümsüz olarak çalıştırılmaya devam ettiği ifade edildi.

Mutasyona uğrayan virüsün bulaşma hızının ve öldürme riskinin bunca arttığı bir dönemde dahi Bakan Selçuk’un “Evde hastalananlar var, nasıl meslek hastalığı kabul edelim?” sözlerinin Bakanlığın olaya bakışını ortaya koyduğunun belirtildiği dilekçede “Daha fazla can kaybı yaşanmadan bu yaklaşım ve politikalardan derhal vazgeçilmelidir. Kamu emekçileri canlarını ortaya koyarak kamu hizmeti vermeye çalışırken Bakanlık pandemiye karşı gerekli ve zorunlu tedbirleri vakit kaybetmeksizin almalıdır” denildi.

Alınması gereken önlemler

Daha sonra dilekçede aşağıdaki önlemlerin alınması talep edildi:

“Önümüzdeki günlerde bizleri daha zorlu bir sürecin beklediği göz önüne alınarak öncelikle;

  1. Pandemi ile mücadelede başta gerçek vaka ve ölüm sayıları olmak üzere süreç tam anlamıyla demokratik ve şeffaf yürütülmeli, anti demokratik yönetim anlayışından vazgeçilmeli, Meclis’te bulunan tüm partiler, emek, meslek ve demokrasi güçleri, ilgili tüm kesim temsilcileri merkezi ve yerel süreçlere dâhil edilmelidir.
  2. Sosyal destekli 4 haftalık tam kapanma, kademeli açılma ve tam bir izolasyon hayata geçirilmelidir.
  3. COVID-19 illiyet bağı aranmaksızın sağlık çalışanları için meslek hastalığı kabul edilmelidir.
  4. Hastanelerin yanında, güvenli açık alanlarda ve seyyar test yapılabilecek koşullar oluşturularak yaygın test yapılmalı, özellikle iş yerlerinde filyasyon çalışmalarına aksamaya yer vermeksizin devam edilmelidir.
  5. Güvencesiz kadrolarda çalışan personelin güvenceli kadroya geçmesi sağlanmalı, haklarında kesin yargı kararı bulunmayan ihraç tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilmelidir.
  6. Başta yoksul halk kesimleri olmak üzere halka parasız ve nitelikli maske dağıtılmalı, su ve hijyen ürünleri ücretsiz sağlanmalıdır.
  7. Aşıda patentin kaldırılmasına yönelik uluslararası alanda çaba yürütülmelidir. Tedarik sorunu hızlıca çözülmelidir.
  8. Başta sağlık, eğitim, PTT’de çalışan kamu emekçileri olmak üzere tüm kamu emekçileri hızlıca iki doz aşılanmalı, düzenli aralıklarla test yapılmalıdır.
  9. Okulların yüz yüze eğitime hazır hale getirilmesi için derslik sayısı arttırılmalı ve eğitime ulaşım imkânları sunulmalıdır.
  10. Sağlıklı ve güvenli bir eğitim için ihtiyaç duyulan öğretmen, temizlik ve sağlık personellerinin kadrolu olarak atamaları yapılmalıdır.
  11. Kalabalık okullarda, öğretmenler odası sayısı artırılmalı, öğrenci ve öğretmen tuvalet sayılarının artırılması için çalışma yapılmalıdır. Uzaktan eğitim yapan okullardaki derslikler geçici süreliğine yüz yüze eğitime devam eden ilkokullara ayrılmalıdır.
  12.  KESK olarak kamuda uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma gibi çalışma yöntemlerinin sadece pandemi dönemi ile sınırlanması gerektiğini, kamu emekçilerinin hak kayıpları yaşamasının önünü açan söz konusu modellerin kalıcı hale getirilmesine karşı olduğumuzu her platformda ifade ettik, etmeye devam ediyoruz.

Hakeza Pandeminin başlangıcında yayınlanan, uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma konularında yetki devrini çok geniş tutan Cumhurbaşkanlığı Genelgesinin kamu idarecilerinin keyfi tutumlarına yol açma tehlikesi barındırdığının altını daha ilk gün çizmiştik. 

Uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışmayı düzenleyen Cumhurbaşkanlığı Genelgesi merkezde bakanlıkların, taşrada ise valilerin, belediye başkanların, üst düzey yöneticilerin inisiyatifine, hatta vicdanına bırakılmış, kimi illerde hiç uygulanmamış, kimisinde ise kısmen uygulanmıştır.

Ancak 1 Haziran 2020 sonrasında kontrolsüz ve aniden geçilen normalleşme sonrasında kamu işyerlerinde kamu emekçileri çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin salgının tekrar yükselişe geçtiği bugünlerde Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatroları, Koro ve Toplulukları, kısacası sanat emekçileri büyük risk altındadır.

Bu nedenle; kamu emekçilerinin mağduriyetinin giderilmesi için keyfiyete yol açmayan, uygulama birliğini-bütünlüğünü sağlamaya dönük düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Herhangi bir hak kaybına yol açmaksızın yarı zamanlı, vardiyalı, dönüşümlü çalışma, ücretli izin gibi uygulamalar hayata geçirilmelidir.

  1. Eşi ister kamuda ister özel sektörde çalışsın erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm kamu personelini kapsayan, dönüşümlü ücretli ebeveyn izni, herhangi bir hak kaybı yaşanmaksızın, hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.
  1. Kronik hastalığı olan, engelli ve hamile (24 haftadan küçük hamilelikler de dahil) tüm kamu emekçilerine keyfi yorumlanmaya açık olmayacak netlikte idari izin hakkı tanınmalıdır.”

Yeni1Mecra