KESK’li kadınlar TİS taleplerini açıkladı

KESK’li kadınlar, TİS görüşmelerinde kadınların taleplerinin ayrı bir başlıkta incelenmesini isteyerek, taleplerini sıraladı.  

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, 2022-2023 yılları için imzalanacak olan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) taleplerine ilişkin Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da açıklama yaptı.

Ankara Eğitim Sen 1 No’lu Şube binasında yapılan açıklamada “Taleplerimiz yaşamsal birlikte mücadele gücümüzdür” pankartı asıldı. KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, AKP dönemindeki savaş politikalarının yarattığı tahribatın onarılamaz boyutlara taşındığını belirtti. 

‘Kadınların işgücü piyasasından çekilme hızı arttı’

Pandemi ve ekonomik krizle birlikte kadınların işgücü piyasasından çekilme hızının, kadın işsizliği ve yoksulluğunun arttığına dikkati çeken Koyun, buna paralel olarak kadına yönelik şiddetin de arttığını ifade etti. Koyun, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini hatırlatarak, “Böylelikle siyasal iktidar, katilleri, tacizcileri ve tecavüzcüleri cesaretlendirerek açıkça yanlarında olduğunu ilan etmiş oluyor” ifadesini kullandı.

AKP’nin politikalarının bedelini en çok kadınların ödediğini vurgulayan Koyun, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Çalışma yaşamında istenen güvencesizlik kadınlar açısından mobing ve ayrımcılığı arttırdı. Örgütlenmenin ve hak aramanın önüne geçiyor. Performans yarışı da ev ve bakım yükümlülüğünü taşıyan kadınlar açısından çok daha fazla çabayı gerektirirken, yine baskıyı artıran bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Kamuda güvenceli çalışmanın fiilen ortadan kaldırıldığı KHK’lerle işten atma gibi yasa ve hukuk dışı uygulamalar otoriterliğin keyfiliği, hesap vermezliği, yeni emek rejiminin tesis edilmesinde ‘yol temizleyici unsurlar’ olarak kullanılıyor. İhraç politikasının birçok amacının yanında, AKP’nin kadını geleneksel cinsiyetçi rollere hapsetme, bağımlı kılma amacının bir parçası olduğunu görmek, kadın emeğine yönelik açık bir saldırı olarak nitelendirmek gerekiyor.”

‘TİS ile kadın talepleri görmezden geliniyor’

Koyun, iki yılda bir imzalanan TİS ile kamu emekçilerinin her seferinde daha da katmerlenmiş bir yoksulluğa mahkum edildiğini, haklarının eridiğini ve kadın taleplerinin görmezden gelindiğini söyledi. Koyun, Memur-Sen’in tutumunu da eleştirerek, “Memur-Sen’den emekçilerin hiçbir beklentisi olmadığını çok iyi biliyoruz. TİS masasını en hafif ifadeyle ‘uzlaşma’ masası haline getirenlerin imzaladığı sözleşmenin nezdimizde bir hükmü de bulunmuyor.” dedi.

Koyun, TİS masasında kadın temsilinin olması için yıllardır mücadele verdiklerini belirterek, şu talepleri sıraladı: 

  • Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır. 
  • ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
  • ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBT+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı.
  • Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır. Boşanan, boşanma aşamasında olan, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, ısrarlı takibe uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği talepleri herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmelidir.
  • Çalışma yaşamında şiddet taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları kadınların ve LGBTI+ bireylerin ihtiyaç duyabileceği sağlık ve/veya psikolojik destek kurul çalışmalarının parçası haline getirilmelidir.
  • 8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
  • Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.
  • İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır. Kadınların çifte mesaisi göz önünde tutularak erken emeklilik ve yıpranma payı sosyal güvenlik sistemine dahil edilmelidir.”

İzmir, Diyarbakır ve Van’da da KESK’li kadınlar taleplerini sıraladı

KESK İzmir Kadın Meclisi üyeleri, Haber Sen binasında bir araya geldi. KESK İzmir Kadın Meclisi’nden Gülsev Sağıroğlu, kadınların haklarının gasp edilmesinin koronavirüs (Kovid-19) sürecinde kalıcı hale getirilmek istendiğine dikkati çekti. Sağıroğlu, TİS masasında kadın temsiliyetinin olmasının önemine işaret ederek, taleplerini sıraladı. 

 KESK Amed Kadın Meclisi ise, sendika binasında TİS taleplerini açıkladı. SES yöneticilerinden Gülhan Tekin, yaptığı konuşmada kurulmak istenen TİS masasının “antidemokratik ve gerçek bir toplu pazarlıktan uzak” olduğuna işaret etti. Tekin, TİS masasında kadın temsilinin olması gerektiğini vurguladı. 

KESK Van Kadın Meclisi üyeleri de, KESK salonunda açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Funda Bozkurt Demir, tüm kamu emekçisi kadınlara, yaşamsal ortak talepleri etrafında KESK’e bağlı sendikalarda örgütlenmeye, toplu sözleşme sürecine sıkışmadan haklı taleplerini tüm meşru zeminlerde sonuç alıncaya kadar kararlı bir şekilde birlikte sahiplenmeye çağırdı.

HABER MERKEZİ