HDP Eş Genel Başkanı Sancar, hiçbir zaman hiçbir partiyle kapalı kapılar ardında müzakere yapmadıklarına dikkat çekti.
Sancar, İdlib’deki saldırılara değinerek, “Bu savaşa yüksek sesle hayır demeliyiz. Lütfen hiç kimse şantajlara tehditlere aldırmasın.” dedi.
Mültecilere her saldırının insanlara saldırı olduğunu belirten Sancar, “Bu konuda güçlü bir halk hareketi örmek zorundayız.” diye kaydetti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. Sancar, kongre sonrası eş başkanlık görevini halkın ve seçmenin onayı ile emanet olarak aldığını söyledi. Sancar, HDP’nin önceki Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve görevi devraldığı Sezai Temelli’ye teşekkür ederek, siyaset pratiklerinden yararlanacağını belirtti.
2 Mart 1994’te DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını ve apar topar Meclis’ten alınıp cezaevine konulmasını “siyasi darbe” olarak değerlendiren Sancar, o günden bugüne partilerine çok insafsız saldırılar olduğunu söyledi.
Mezopotamya Haber Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre; O gün demokratik siyaseti ezme zihniyetini iktidarda yürütenlerin şimdi “tarihin çöp sepetinde” olduğunu belirten Sancar, “Ondan sonra gelenlerde aynı yöntemleri denediler ama onlar da başaramadılar. Mevcut iktidar da bundan medet umuyor.” dedi. 2 Mart’tan bu yana çoğaldıklarını, büyüyerek yürümeye devam ettiklerini söyleyen Sancar, “Bizim bu direnişimizin anlamı demokratik siyasette ısrardır, barışçıl çözümde inattır. O nedenle bu kadar güçlü, kararlı, inançlı yürüyoruz.” dedi.
Kendilerine yönelik tehditlerin savrulduğunu, yeni çeşitli oyunlar ve manevralar ima edildiğini kaydeden Sancar, “Fakat biz bunlara aldırmıyoruz. Türkiye halklarına yeniden yeniden sesleniyoruz. HDP bu ülke için umuttur, şanstır. Çünkü HDP, her türlü savaşın ve şiddetin karşısında demokratik siyaseti her türlü karanlığın karşısında demokratik çözümü savunan ve savunmaya devam eden neredeyse tek partidir. Demokratik siyaset bizim yolumuz, barışçıl çözüm bizim hedefimizdir.” şeklinde konuştu.
‘Muhalefet partileri de muhatabımızdır’
Barışçıl çözümden en başta Kürt sorunu ile ilgili çözümü kastettiklerini belirten Sancar, şöyle konuştu:
“Biz barış çağrılarını Kürt sorunu ile yaparken bazıları farklı yorumluyor. Bizim tek muhatabımız var: Toplumdur. Türkiye’nin demokratları, vicdanlı, iyi, ahlaklı insanları, emekçileri, kadınları, gençleri gelin barış mücadelesini büyütelim, iktidara barışı hep birlikte dayatalım, yapmıyorsa o iktidarı değişelim. Biz kimseye gelin masa kurup oturalım diye çağrıda bulunmadık, demokrasi ittifakından söz ederken toplumla ittifaktan söz ediyor, her kuruluşu ve örgütlenmeyi muhatap alıyoruz ama muhalefet partileri de muhatabımızdır.”
‘Hiçbir partiyle kapalı kapılar ardından müzakere yapmadık’
Demokrasi ittifakı için çağrıda bulunan Sancar, hiçbir zaman hiçbir partiyle kapalı kapılar ardında müzakere yapmadıklarına dikkat çekti. Çağrılarının açık olduğunu, tutumlarının şeffaf olduğunu dile getiren Sancar, şunları kaydetti:
“Demokrasi barış ve özgürlük isteyen herkese temel ilkeler etrafında bir araya gelmeye hazırız. Muhalefet partileri sorumlulukların yerine getirmezse çağrımızın onların tabanına ve bizim tabanımızadır. Hiçbir partiye sıcak bakmayan bütün iyi insanlaradır. Gelin buluşalım bu gidişata hep birlikte son verelim. Eşit, kardeşçe ama eşit ve özgür birlikte yürüyelim. Ancak bu şekilde savaş ve talan politikalarını, bu yalanı, bu kanı ancak bu şekilde durdurabiliriz. “
‘Bu savaşa yüksek sesle hayır demeliyiz’
İdlib’de yaşamını yitiren asker sayılarının 34 ila 36 olarak açıklandığını belirten Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ve ölümler bununla sınırlı kalmadı. Ölüm haberleri gelmeye devam ediyor, ölen her insan yüreğimizden bir parça alıp gidiyor, hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. O acı bizim yüreğimizdedir. Ölen her bir askerin ailesine, sevenlerine buradan sabır ve başsağlığı diliyorum. Fakat unutmayın savaş devam ederken ölenlerin milliyeti, cinsiyeti çevresi ve geldiği köken sorulmuyor. İnsanlar farklı milletten inançlar, insanlar ölmeye devam ediyor. Bu savaşa yüksek sesle hayır demeliyiz. Lütfen hiç kimse şantajlara tehditlere aldırmasın. Çünkü bugün sessiz kalırsak yarın daha büyük bedeller ödeyeceğimiz tarihin pek çok tecrübesi ile kanıtlanmıştır.”
‘Ortadoğu’da güçlü bir barış harekatı kurma imkanı var’
HDP olarak savaşa hayır diyen her sesin içinde olacaklarını söyleyen Sancar, “Her yürüyüşün içinde olacağız. Bütün arkadaşlarımız, bütün teşkilatlarımız bu sesi zaten çıkarıyorlar, daha da güçlü çıkaracaklar kim buna katılırsa bu sesi onlarla birlikte yükseltmeye hazırız.” dedi. Sancar, konuşmasına Demokrasi İçin Birlik (DİB), Diyalog Grubu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dernekleri Platformu ile Yurttaş Girişimi’nin İdlib ile ilgili ortak bildirisini okuyarak devam etti.
Ortadoğu’da güçlü bir barış hareketi kurma imkanı olduğunu belirten Sancar, “Ortadoğu’da savaşlardan zarar gören bütün halklara buradan çağrı yapıyoruz. Hep birlikte, ülke, sınır farkı gözetmeden, inanç farkı, hiçbir sınıra aldırış etmeksizin, gelin hep birlikte bir barış hareketi kuralım. Gelin hep birlikte güçlü bir barış hareketi kuralım.” diye konuştu.
“Muktedirlere değil, haklara yol gösterelim, muktedirlerin arkasında değil, halkın içinde yürüyelim. O zaman Ortadoğu’ya barışı getirebiliriz.” diyen Sancar, barış sağlanmadan önce sadece böyle bir hareketin ortaya çıktığı anda bile bütün muktedirlerin uykularının kaçacağını söyledi.
‘Mülteci krizi insanlık krizidir’
Mülteciliğin yeni bir mesele olmadığını 2. Dünya Savaşında Avrupa’nın yarısının mülteci ile dolduğunu kaydeden Sancar, “Orada yaşayan canlar hala tamir edilmeyi bekliyor. Biz şimdi buradan bu savaşın yükünü ağır bir şekilde çeken mültecilere dönüp hakların, hukuklarını savunacak insanlar var etmek zorundayız. O insanlar bizleriz. Bizler olmak zorundayız. Mülteci krizi insanlık krizidir, mültecilere her saldırı insanlara saldırıdır. Bu konuda güçlü bir halk hareketi örmek zorundayız.” dedi.
‘Mültecilere Avrupa’daki bütün devletler kapılarını açmalı’
Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mültecileri pazarlık kozu olarak ölüm yolculuğuna sürüklemek büyük vicdansızlık evet ama onları sınır kapılarında bekletmek gazla mermiyle müdahale etmek de vicdansızlıktır. Mültecilere Avrupa’daki bütün devletler kapılarını açmalıdır. Herkes bu insanların kanı ve canı pahasına kazandıkları parayı ortaya koysunlar. Bu insanların barınma, sağlık ve diğer bütün temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir uluslararası fon kurulmalıdır. Bir uluslararası girişim oluşturulmalıdır. Bu devletlere bırakılamaz sadece. Kimse onları dinlemiyor, acılarını dinlemiyor. Bu insanlık adına utançtır. O nedenle hep birlikte bu insanların umudunu canlandırmak zorundayız. Umudun adresi bellidir: Barış.”
Ülkeler arası sorunların savaşlarla çözülemeyeceğini belirten Sancar, “Biz diyalog, siyaset, diplomasi yollarının açılmasını istiyoruz. İktidarlardan değil. Bunların açılması için halkların daha kararlı mücadele etmesini istiyoruz. Hep birlikte gelin bir ülkeye ve coğrafyaya coğrafya hakim kılacak mücadeleyi büyütelim, sesi yükseltelim. Bu ülkede ve bu coğrafyada acı çok.” dedi.