SES Eş Genel Başkanı Erden: Sağlık hizmetleri ‘olağan’ koşullarda yürütülmeye çalışılıyor

SES Eş Genel Başkanı Erden, koronavirüse karşı ‘olağanüstü’ dönem uyarılarına rağmen sağlık hizmetlerinin hala ‘olağan’ koşullarda yürütülmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Hastanelerde basit koruma düzeyindeki malzemelerin eksik olduğuna vurgu yapan Erden, “Sağlık çalışanlarının sağlığını koruyamazsanız, toplumun sağlığını koruyamazsınız.” dedi.

SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden

Türkiye’de de 11 Mart günü koronavirüs taşıyan ilk vakanın tespit edildiğinin açıklanmasının ardından dün akşam itibariyle vaka sayısı 191’e hayatını kaybedenlerin sayısı ise 2’ye ulaştı. İlk vakanın tespit edilmesinin ardından 12 Mart günü Çankaya Köşkü’nde bakanlar ve ilgili kurumların katılımıyla yapılan ‘koronavirüs’ toplantısının ardından, virüsün yayılmasını engellemek amacıyla ülke geneli için çeşitli tedbirler alındı. Sonrasında çıkarılan ek genelgeler ile de tedbirlere yenileri eklendi.

Tedbirler kapsamında illere gönderilen ek genelge ile sağlık personellerinin izinleri ikinci bir emre kadar durdurulurken, hasta ziyareti ve refakati sayısına da sınırlama getirildi. Vaka sayılarının artması, hastanelerdeki yoğunluk ve koruma malzemelerindeki eksiklik sağlık çalışanlarının ‘sağlığını’ da gündeme getirdi.

Konuya ilişkin SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden Yeni1mecra’ya konuştu. Koronavirüs ile mücadelede sağlık çalışanları ve sağlık meslek örgütleriyle diyaloğun geliştirilmesinin önemli olduğunu belirten Erden, “Süreci birlikte yönetelim, birlikte planlayalım. Biz sürece dahil olmadığımız müddetçe, tek merkezden ilerlemek mümkün değil. Hastanelerde kriz merkezleri kuralım, heyetlerimizi oluşturalım, sağlık çalışanlarını dahil edelim, bizler de dahil olalım. Ne kadar ortaklaşa yürürsek o kadar kolay başa çıkabiliriz bu kriz süreciyle” dedi.

‘Olağanüstü eylem planı yapılmalı’

Koronavirüse karşı mücadele eden sağlık çalışanlarının kendisini korumasının çok elzem olduğunu belirten Erden, sağlık çalışanlarına gerekli çalışma koşullarının sağlanması gerektiğini söyledi. Erden, şunları kaydetti:

“Bu alanda çok özel ve önemli tedbirlerin alınması gerekiyor. Ama bugüne kadar böyle tedbirlerin alındığını, sağlık kurumlarının hazırlıklı olduğunu söylememiz mümkün değil. Hastanelerimizde acil eylem planına geçilmemiştir. Olağanüstü eylem planları, tatbikatları, eğitimleri, hazırlıkları yapılmamıştır. Sağlık çalışanları bilgilendirilmemiştir. Görüş ve önerileri alınmamıştır. Olağanüstü dönem uyarısı olmasına rağmen hala sağlık hizmetleri olağan koşullarda yürütülmeye çalışılmaktadır.”

‘Sağlık çalışanları için de olağanüstü tedbirlerin alınması gerekiyor’

Hastanelerde cerrahi eldiven ve maske, antiseptik, dezenfektan gibi basit koruma düzeyindeki malzemelerin eksik olduğuna dikkat çeken Erden, bu malzemelerin derhal sağlanması gerektiğini ifade etti. Sağlık çalışanlarının Covid-19 ile ilgili acil olarak bilgilendirilmesini öneren Erden, şöyle konuştu:

“Sağlık kurumları ve bu kurumlarda çalışan sağlık çalışanları için de olağanüstü tedbirlerin alınması gerekiyor. Tüm hastanelerde acil durum ilan edilmeli ve hazırlıklar yapılmalı. Sağlık çalışanları için Covid-19 virüsüyle ilgili bilimsel veriler ışığında rehberler hazırlanmalı, eğitimler verilmeli. İşçi sağlığı güvenliği kurumları daha etkin hale gelmeli. Hem eğitim hem de korunma konusunda çalışanlarla iş birliği içinde çalışmalar yürütülmeli.”

‘Sağlık çalışanlarına test yapılmalı’

Erden, Covid-19 tanısı konulan ve bu şüpheyle hastanelerde bulunan hastalarla direkt temas halinde olan sağlık çalışanlarının da salgın tehlikesi altında olduğuna işaret etti. Bütün sağlık çalışanlarına Covid-19 tarama testinin acil ve hızlı şekilde yapılması gerektiğini ifade eden Erden, “Bu testin sonuçlarına göre sağlık çalışanlarının koruyuculuk düzeyinin arttırılması gerekiyor. Hangi hastanede, kaç tane Covid-19 tanılı hasta olduğu bilgisinin sağlık çalışanlarıyla paylaşılması gerekiyor. Bu paylaşılırsa oradaki sağlık çalışanı da kendini daha fazla korur.” dedi.

‘Sağlık çalışanlarının sağlığını korumak zorundasınız’

Sağlık çalışanlarının sağlığını korumanın yasal bir zorunluluk olduğunu ifade eden Erden, şunları söyledi: “Siz sağlık çalışanlarının sağlığını koruyamazsanız, toplumun sağlığını koruyamazsınız. Sağlık çalışanlarının sağlığını korumak zorundasınız. Bu yasal bir zorunluluk, Dünya Sağlık Örgütü’nün rehberlerinde tarif ettiği bir zorunluluk.”

Hastanelerin koşullarının yetersiz olduğuna da vurgu yapan Erden, “Mesela Bilkent Şehir Hastanesi’nin dünyanın üçüncü büyük hastanesi olmasıyla övünülüyor. Pencere yok, havalandırma sistemi iyi çalışmıyor. Oysa, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık kurumlarının havalandırılma sistemleri saatte 10 değişim olacak şekilde planlanmalı” şeklide konuştu.

‘Sağlık çalışanlarının iş yükü daha da arttı’

Sağlık çalışanlarının iş yükünün zaten çok olduğunu salgınla beraber iş yükünün daha da ağırlaştığına vurgu yapan Erden, iş yükünün azaltılması gerektiğini belirtti. OECD ülkelerinde yüz bin hasta başına düşen hekim sayısının 350 iken Türkiye’de 186 olduğuna dikkat çeken Erden, “Türkiye’de 100 bin hastaya düşen hemşire sayısı 272 iken OECD ülkelerinde bin 25. Neredeyse iki katı kadar, bu sayıyı arttıralım.” dedi.

Erden, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının düzeltilmesi için şu taleplerde bulundu: “Mesai saatleri kısaltılmalı. Mola saatleri artırılmalı. 24 saat nöbeti kaldırılmalı. Çalışanların dönüşümlü çalışmasını sağlayacak bir planlama yapılmalı. Dönüşümlü izin kullanılmalı. Çalışan eksikliğini arttırmak ve iş yükünü azaltmak için de ataması yapılmayanların ataması yapılmalı. KHK ile haksız hukuksuz ihraç edilen arkadaşlarımız işe başlasın. Güvenlik soruşturmaları iptal edilsin.”

‘Sağlık çalışanları için servis hayati önem taşıyor’

Sağlık çalışanlarının kendi imkanlarıyla toplu taşıma kullanarak hastanelere geldiklerine işaret eden Erden, şöyle konuştu: “Hastanedeki enfeksiyonu toplu taşımaya, toplu taşımadaki enfeksiyonu hastaneye getiriyorlar. Kurumların ayarladığı servislerle işlerine evlerine gidip gelmeleri gerekiyor. Bu servislerin de düzenli bir şekilde dezenfekte edilmesi gerekiyor. Biz dünden bugüne servis istiyorduk zaten. Hayata geçirilmedi ama bugün artık bir hak olmaktan öte salgınla mücadele için hayati bir önemi var. ‘Toplu taşıma kullanmayın, kalabalık yerlere gitmeyin, teması kesin’ deniliyor. Tedbiri söylemek yetmiyor. Bu tedbirleri hayata geçirme olanağımızı, nediri konuşmamız lazım.”