TTB: Yerli, milli aşı ne demek; aşının milliyeti olmaz

Türk Tabipleri Birliği(TTB) ulusal aşı politikası geliştirmek için Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nün bağımsız bir otorite olarak yeniden açılması gerektiğini vurgulayarak aşının kamusal bir hizmet olması gerektiğinin ancak şirketlerin patentli ürünü haline geldiğini belirtti.

TTB, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün bağımsız bir şekilde yeniden açılması ve ulusal aşı politikalarının geliştirilmesi çağrısında bulunmak için basın toplantısı düzenledi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Koronavirüs aşısı konusunda şeffaflık olmamasının toplumda aşı tereddütüne neden olduğuna değinerek, aşının bağışıklık kazanma konusunda önemli olduğunu vurguladı.

Çin’den gelen aşı miktarı belirsiz

Hâlâ Çin’den ithal edilen aşı miktarının belirsiz olduğunu söyleyen Korur Fincancı, “3 milyon gibi bir rakamla başlandı şu anda 300 bin aşı geldi deniyor, şeffaflık şart” dedi. Öte yandan Fincancı konuşmasında etkili, nitelikli, güvenli aşının hak olduğunu vurguladı.

TTB Merkez Konseyi 2. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ise konuşmasında Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nün tarihine değinerek burada 1930’larda başlayarak uzun yıllar kuduz, tifüs, boğmaca, çiçek ve daha birçok hastalık için aşı üretiminin yapıldığını ve ülkeyi dış sermayeye muhtaç olmaktan kurtarmış bir kurum olduğunu belirtti.

Ayrıca Ökten, pandemi yönetiminde olduğu gibi aşı temini konusunda da iktidarın sıkıntıları olduğunu ulusal aşı politikası olmadığı için bu durumun ülkeyi dışa bağımlı kıldığını belirterek bu durumu ortadan kaldırmak için Hıfzısıhha Enstitüsü’nün bağımsız olarak açılmasını talep ettiklerini söyledi.

Aşının ve sağlığın milliyeti olmaz

Toplantıda söz alan İstanbul Tabip odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ise ulusal aşı politikası söylemine netlik kazandırmak için bahsedilenin “yerli ve milli” bir aşı olmadığını, zaten aşının ve sağlığın milliyetinin olmayacağını vurguladı. Küçükosmanoğlu konuşmasında ” Hıfzısıhha ulusal bir değer, ülkenin birikimi, önemli olan onun bir otorite olabilmesi” dedi.

Küçükosmanoğlu sözlerine Enstitü’nün aktifken ücretsiz ya da çok düşük ücretlerle diğer ülkelere o dönemde ürettiği aşıları yolladığını da ekledi.

Toplantıda ayrıca aşının insanlığın ortak entelektüel birikimi olduğu fakat dünyadaki sosyo-ekonomik eşitsizliklerden dolayı patentli bir ürün haline dönüştüğü, ücretsiz ve kamusal bir ürün olması gerektiği, dünyada herkesin aşıya kolayca ulaşım hakkının olduğu da vurgulandı.

Toplantıda ayrıca aşının insanlığın ortak entelektüel birikimi olduğu fakat dünyadaki sosyo-ekonomik eşitsizliklerden dolayı patentli bir ürün haline dönüştüğü, ücretsiz ve kamusal bir ürün olması gerektiği, dünyada herkesin aşıya kolayca ulaşım hakkının olduğu da vurgulandı.

TTB açıklamasında Sağlık Bakanlığı’na yanıtlaması için şu soruları yöneltti:

1.      Aşı firmaları ile yapılan anlaşmalar basınla ve toplumla paylaşılacak mı?
2.      Aşılar doğrudan firmadan mı alındı yoksa aracı firma var mı?
3.      Aşılar kaç parti halinde ne zaman gelecek?
4.      Aşıların geliş aralıkları ne kadar?
5.      Aşılar ne zaman yapılmaya başlanacak?
6.      Aşıların kimlere ne zaman yapılacağı programı var mı?
7.      Aşıların saklanması için yeterli hazırlıklar yapıldı mı?
8.      Aşıların dağıtımı nasıl yapılacak?
9.      Aşı merkezleri kurulacak mı / aşılar nerede yapılacak?
10.  Günlük ne kadar doz aşılama yapılacak? 11. Aşılar gelinceye kadar saklanma koşulları Çin Sağlık Bakanlığı veya ülkemiz Sağlık Bakanlığı tarafından mı sağlanacak?

yeni1mecra