Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Sakarya, Türkiye’de Covid-19 salgınında yaşanan artışın, salgının kontrolden çıkmaya başladığını gösterdiğini belirtti.
Sakarya, Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak başta yetkililer olmak üzere herkesi, yüzyüze eğitimin başlama tarihinin ertelendiği 21 Eylül’e kadar, salgının kontrol altına alınabilmesi için çaba göstermeye çağırdı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, “Pandemide Okul Sağlığı” konulu basın toplantısı düzenledi. Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıya, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, halk sağlığı uzmanları Prof. Dr. Sibel Sakarya ve Prof. Dr. Türkan Günay, çocuk psikiyatrisi uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Gresa Çarkaxhiu Bulut, okul hekimi Dr. Gülgün İnci Kıran ve eğitim bilimleri uzmanı Prof. Dr. Işıl Ünal’ın yanı sıra TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Prof. Dr. Özlem Kurt Azap katıldı.
Toplantıda basın açıklamasını okuyan Prof. Dr. Sibel Sakarya, Türkiye’de de 11 Mart’ta ilk Covid-19 olgusunun bildirilmesinin ardından 16 Mart’ta eğitime ara verildiğini hatırlatarak, daha sonra eğitimin bütün düzeylerde uzaktan eğitim olarak tamamlanması kararı alındığını belirtti.
‘Çözüm arayışları devam ediyor’
Sakarya, Pandeminin halen devam ettiği ve yakın zamanda bitmesinin olası görünmediği bu dönemde, çocukların ve gençlerin bir an önce güvenli bir biçimde okullarına geri dönebilmeleri için çözüm arayışlarının devam ettiğini söyledi.
‘1,4 milyar öğrenciyi etkiledi’
Salgından etkilenen hemen bütün ülkelerde okulların kapatılması ve yüzyüze eğitimin durdurulması kararı alındığını hatırlatan Sakarya, “Bu karar, dünya çapında 1,4 milyar öğrenciyi etkilemiştir. Ülkemizde de Milli Eğitim Bakanlığı İstatistiklerine göre 2018-2019 eğitim döneminde 66 bin 849 okul, 18 milyon 108 bin 860 öğrenci, 1 milyon 77 bin 307 öğretmen bulunmakta olup bu süreçten öğrenci ve öğretmenlerin yanı sıra başta diğer okul çalışanları, aileler olmak üzere milyonlarca kişi daha etkilenmektedir.” dedi.
Sakarya, okulların sürekli kapalı kalmasının söz konusu olamayacağına göre okulları yeniden açmak için temel olarak “Ne zaman yeniden açılmalı? Kim için açılmalı? Hangi sağlık ve güvenlik önlemleri uygulanmalı?” sorularının yanıtlanması gerektiğini söyledi.
Sakarya, “Okulları yeniden açmaya yönelik karar sürecinde, eğitimdeki yaygın ve derin eşitsizlikler de dikkate alındığında, bu soruların yanıtlarını bulmak daha da güçleşmektedir.” dedi.
Okulların açılıp açılmama kararının bilimsel ve idari açıdan özenle ele alınması gereken bir karar olduğunu söyleyen Sakarya, “İlgili tarafların, uzmanların, toplum temsilcilerinin görüşleri alınarak ve onların katılımıyla yapılacak iyi bir planlamayı, iyi izlem protokollerini, iyi iletişimi ve yeterli kaynak aktarımını gerektirir.” diye kaydetti.
‘Bilgiler açık biçimde sürekli olarak paylaşılmalıdır’
Sakarya, en önemli konulardan birinin, gerek açılma kararı için, gerekse okullar açıldıktan sonraki süreçte hastalığın toplumdaki ve okullardaki durumuyla ilgili bilgilerin açık biçimde, sürekli olarak, değiştirilmeden, karşılaştırmaya olanak sağlayacak şekilde paylaşılmasıdır.
Yöneticilere açıklanan verilerin doğruluğuna duyulan güven, salgınla mücadelenin her aşamasında, salgının iyi yönetilmesi ve uyumun artması için en önemli gerekliliklerden birisi olduğunu ifade eden Sakarya, şunları kaydetti:
“Ailelerin, öğrencilerin, okul çalışanlarının ve tüm toplumun okulların açılmasına ilişkin bu önemli kararın gerekçesini ve alınacak önlemleri bilmeleri, onların da sürece katılması, uyumu ve işbirliği için gereklidir. Uzun soluklu olduğu anlaşılan bu süreçte toplumsal dayanışma için şeffaflık ve açıklık şarttır.”
‘Milli Eğitim Bakanlığı’nın online eğitimdeki ısrarı anlaşılır bir durum’
Sakarya, Türkiye’de Covid-19 salgınının seyri açısından bugüne dek yüz yüze eğitim için uygun koşullar hiçbir zaman oluşmamış olduğundan, Milli Eğitim Bakanlığı açısından online eğitimde ısrar edilmiş olmasının anlaşılır bir durum olduğunu belirtti.
Okulların açılması kararı verilirken koşulların yerel özelliklere, eğitimin düzeyine, mevcut olanaklara ve gereksinimlere göre ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Sakarya, bu değerlendirme yapılırken dikkat edilmesi gerekenleri şu şekilde sıraladı:
- İzlenecek strateji, eğitimde varolan eşitsizlikleri artırmamalı, tersine bu eşitsizlikleri pandemi koşullarında bile olsa gidermeyi amaçlamalıdır
- Okulların açılması, eğitimin sürdürülmesi veya ara verilmesi gibi kararlar, mevcut bilgiler ve bilimsel kanıtlar çerçevesinde ülkemize özgü belirlenmiş ölçütlere dayanarak yapılmalı ve bu ölçütler toplumla paylaşılmalıdır
- Gerek okul çocukları, gerek öğretmenler gerekse aile bireylerinden risk grubunda bulananlara yönelik alınan koruma önlemleri belirlenmeli ve toplumla paylaşılmalıdır.
- Öğretmen-öğretmen, öğretmen-öğrenci ve öğrenci-öğrenci etkileşimlerinin fiziksel koşulları ile ilgili kuralların ne olması gerektiği ve kurallara uymanın nasıl sağlanabileceği, izlenebileceği, olası toplumsal tepkiler üzerinde de düşünülmelidir
- Ders saatleri ve ders araları konusunda ayarlamalar yapılmalıdır
- Pandemi döneminin oluşturduğu gereksinimler göz önüne alınarak birinci basamak sağlık hizmetleri düzeyinde okul sağlığı hizmetleri yeniden yapılandırılmalı ve etkinleştirilmelidir.
- Okullarda psikososyal hizmetlerle ilgili ihtiyaçlara yönelik bir yapılanma ve örgütlenme modeli oluşturulmalıdır
- Okullarda teması azaltmaya yönelik uygun yöntemlerin bulunması için MEB, ilgili uzmanlık gruplarından ve sivil toplum kuruluşlarından görüş almalı, işibirliği yapılmalıdır,
- Türkiye’nin bu öncelikli ve önemli konuda kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik plana ihtiyacı vardır. Bu plan olmadıkça ve tüm karar süreçlerinde ve uygulamalarda öğretmen ve ailelerin katılımı/katkısı sağlanmadıkça konu içinden çıkılmaz bir hal alabilir.
‘Artış salgının kontrolden çıkmaya başladığını göstermektedir’
Türkiye’de mevcut durumun, salgının ilk dalgasını kontrol altına alamadan bir artış eğiliminde olduğunu, salgının kontrolden çıkmaya başladığını gösterdiğine dikkat çeken Sakarya, şu çağrıda bulundu:
“Bu kapsamda Türk Tabipleri Birliği olarak başta yetkililer olmak üzere herkesi, salgında başarının bulaşıcılığı ve hastalanmayı önlemek olduğunu hatırlatarak yüzyüze eğitimin başlama tarihinin ertelendiği 21 Eylül’e kadar Türkiye’de salgının kontrol altına alınabilmesi için her türlü çabayı göstermeye çağırıyoruz. Bu çabada en büyük pay önlemlerin etkinliğini arttırması gereken kamu yöneticilerinindir.”