İYİ Parti Grup Başkanvekili Türkkan, AK Parti’nin ekonomi politikalarının “tedavisi olmayan bir virüsü” andırdığını belirtti.
Vatandaşların işsiz olduğunu, faturalarını, kiralarını ödeyemez halde olduğuna işaret eden Türkkan, “Vatandaşın yüzü sadece hazırlanan kamu spotlarında gülebildi” dedi.
Güvenin olmadığı yerde paranın olmayacağını belirten Türkkan, güvenin parametreleri olan hukuk, demokrasi, adalet için “Türkiye’de bunlar var mı?” diye sordu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, düzenlediği basın toplantısında AK Parti iktidarına ekonomi politikaları üzerinden yüklendi. Bayram nedeniyle uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasını hatırlatan Türkkan, “Ekonomideki kötü gidişat, artan yoksulluk ve fukaralık sebebiyle insanlarımız zaten sokağa çıkamayacak, adı konmamış bir sokağa çıkma yasağı yaşayacaklardı.” dedi.
‘Vatandaşın yüzü sadece kamu spotlarında gülebildi’
Türkkan, vatandaşların işsiz, faturalarını, kiralarını ödeyemez halde olduğuna işaret etti. İktidarın salgın sürecine yönelik politikalarını da eleştiren Türkkan, “Maske dağıtmayı bile beceremedi. Gönderdiği yardım kolileriyle yurtdışında kendince iyi bir PR yapmış olabilir. Ama kendi vatandaşının gözünde sınıfta kaldı. Vatandaşın yüzü sadece hazırlanan kamu spotlarında gülebildi.” şeklinde konuştu.
‘Ücretsiz izin desteği günlük 39 lira’
Ücretsiz izne çıkarılan vatandaşlar için verilen maaş desteğinin tam bin 170 lira olduğunu hatırlatan Türkkan, “Yani günlük 39 lira ediyor bu para. Böyle bir dönemde ücretsiz izne çıkarılan bir kişinin, başka bir yerde çalışma şansı zaten yok. Bu yüzden 4 kişilik bir aile, günlük 39 lira ile karnını mı doyursun, kullanmak zorunda olduğu elektriğini, suyunu, doğalgazını mı ödesin? Kapısına dayanan ve kirasını isteyen ev sahibine hangi derdini anlatsın?” dedi.
‘İktidar fakirliği kullanıyor’
Türkiye’nin yüzde 34’ünün sosyal yardım alır hale geldiğini belirten Türkkan, “Sadece son bir ayda İstanbul’da sosyal yardım alan aile sayısı yüzde 170 artmış. İktidarın fakirliği kullanarak iktidarda kalmak için ülkeyi düşürdüğü duruma bakın.” dedi.
Gıda fiyatlarında yaşanan artışın devam edeceğini belirten Türkkan, insanların memleketine gitmek bir yana kendi evinde artık bayram sofrası kuramadığını söyledi. Türkkan, “Bu bayram insanımız boğazından kısmak zorunda kalacak. Bu sene bayram sofrası, fukara sofrasına dönüşecek.” diye konuştu. 2002 yılından gıda fiyat örnekleri veren Türkkan, “Aslında yavaş yavaş kaynayan suda haşlanan kurbağa misali gitgide fukaralaşıyoruz.” dedi.
‘Vergiler daha da artacak’
“Ve görünen o ki vergiler daha da artacak, daha da fakirleşeceğiz.” diyen Türkkan, krizin derinden hissedildiği son bir yıl içinde yüzlerce ürünün ithal edildiğini, ithalat için de kıt döviz kaynaklarının heba edildiğini söyledi.
‘Limon üreten Türkiye 36.7 milyon dolarlık limon tuzu ithal etti’
Çok sayıda ürünün ek ithalat vergisi kapsamına alındığını hatırlatan Türkkan, en basit ürünlerde bile ülkenin dışa bağımlı hale getirildiğini belirtti. Türkkan, ithal ürünlere ilişkin verdiği bazı örnekler şöyle:
“Kızılay ve Ensar Vakfı vergi kaçırmakla meşgulken 295 milyon dolarlık kan ürünleri ithal ettik. Dünya’daki her 4 limondan birini üreten Türkiye, 36.7 milyon dolarlık limon tuzu ithal etti. 4.8 milyon dolarlık düğme, çıtçıt. 2.9 milyon dolarlık kağıt raptiyesi, zımba teli, 52.6 milyon dolarlık kedi-köpek maması.”
‘Özeleştirinin böylesini 18 senedir görmedik’
Örnek verdiği ürünlerin hepsini üretebilecek durumda iken ithal edildiğini söyleyen Türkkan, “Şimdi ise çıkmış diyorlar ki ülkeyi ithalata mahkum edenler utansın. Allah söyletiyor sanki. Kandırıldık demelerini saymazsak özeleştirinin böylesini 18 senedir görmedik. Evet utanın.”
Ülke ülke swap yollarının arandığını belirten Türkkan, “Dolarları hovarda gibi harcadınız. Şimdi ise dilenciliğe başladınız. Bir süre ithalat da yok diyorsunuz. Utanmadan yalan konuşuyorsunuz. Çünkü ithal edecek dolarımız bile yok. Asıl gerçek bu.” dedi.
AK Parti’nin ekonomiyi dışarıya mahkum ettiğini ifade eden Türkkan, “AK Parti’nin ekonomi politikaları tedavisi olmayan bir virüsü andırıyor. Ülke olarak bu virüsten kurtulmadan maalesef ülkemizi düzlüğe çıkaramayız.” şeklinde konuştu.
‘Güvenin olmadığı yerde para olmaz’
Güvenin olmadığı yerde paranın olmayacağını belirten Türkkan, güvenin parametrelerinin de hukuk, demokrasi, adalet olduğunu söyledi. Türkkan, “Türkiye’de bunlar var mı? Mahkemeye çıkarken hakime güveniyor musunuz? Basının özgür olmadığı, düşünmenin suç olduğu, ifade özgürlüğü olmayan bir ülkeye güveniyor musunuz? Ekonomik verilerine müdahale edilen, bir gecede Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alındığı bir ülkeye güveniyor musunuz?” sorularını yöneltti.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem inşa edilemezse Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kötü durumun daha çok ağırlaşarak kronik bir hastalığa dönüşeceğini söyleyen Türkkan, “Hukuku yeniden inşa ederek, Memleket Masası anlayışımızı, yani kardeşliğimizi ve ortak aklı daim kılarak ülkemizi saplandığı bu yerden çıkarabiliriz. Biz bunu başaracağız.” diye konuştu.