Yargıtay Başkanı Akarca, yazılı ve görsel medyanın yanı sıra sosyal medyadan gelen baskıların, kamuoyu tepkisinin, resmi veya “gayriresmi” sivil toplum örgütlenmelerinin hakimlerin bağımsızlığını etkileme potansiyeli taşıdığını savundu.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde 2020-2021 Adli Yıl Açılış Töreni düzenlendi. Törende konuşan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Türk yargısının temel amacının, halka kusursuz adalet hizmeti sunabilmek, adalete olan güveni yükseltmek, kamu vicdanını tatmin edebilmek olduğunu belirtti.
‘Hukuk anlayışı yeniden gözden geçirilmeli’
Yabancı hukuk metinleri iktibas edilerek başarılı hukuk sistemi geliştirilemeyeceğine işaret eden Akarca, hukuk anlayışının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Akarca, “Ülkemizin güzide hukukçularına çağrım şudur, bize, yargımıza, hukukumuz artık batıcı, anti batıcı, ön yargılarla yaklaşmayınız. Özgün, bütün milletlere ilham olacak şekilde ve insana değer veren bir hukuk anlayışı geliştirmeye çalışınız. Bu konuda hep birlikte çalışalım.” ifadesini kullandı.
‘Kamuoyu tepkisi hakimlerin bağımsızlığını etkileme potansiyeli taşıyor’
Akarca, yazılı ve görsel medyanın yanı sıra sosyal medyadan gelen baskıların, kamuoyu tepkisinin, resmi veya gayriresmi sivil toplum örgütlenmelerinin hakimlerin bağımsızlığını etkileme potansiyeli taşıdığını söyledi.
‘Yanlı ve yanlış haberler halkın yargıya güvenini sarsıyor’
Davalar veya soruşturmalar hakkındaki yanlı ve yanlış haberlerin halkın yargıya güvenini sarstığını belirten Akarca, bunun yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve dürüstlüğü konusunda da kuşkuya neden olduğunu söyledi.
Yargının bağımsızlığını etkileyen faktörler arasında, isim vermeden “üstün hukukun sözcüsü gibi takdim edilen yabancı, çoğunlukla da Avrupa menşeli oluşumların ve onların uzantıları”nın da olduğunu savunan Akarca, şunları belirtti:
“Avrupacı etki gruplarına tavsiyemiz, Türkiye’de yargı bağımsızlığına gölge düşürecek söylemlerden, patronize edici üsluptan sakınmalarıdır. Hukuk sistemimizi toplumsal dinamiklere göre şekillendirmekte özgür ve bağımsız bir ülkeyiz. Hukuk bağımsızlığımıza saygı duymayanlardan yargı bağımsızlığı dersi almamız mümkün değildir.”
‘Yargının bağımsız olmadığı ortamda tarafsızlıktan söz edilemez’
Akarca, yargının bağımsız olmadığı ortamda kurumsal anlamda tarafsızlıktan da söz edilemeyeceğini, mahkemelerin tarafsızlığının toplum tarafından algılanabilmesi için de gerçekçi bir huzur ve güven ortamının mevcut olması gerektiğini dile getirdi.
‘Arşivlerdeki dosya sayısı yarı oranında azaldı’
Yargı Reformu Stratejisi’nin, Türkiye’de yargı alanında belli reformların yapılacağına ilişkin bir taahhüt niteliğinde olduğunu savunan Akarca, belirlenen amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesinin yargının verimliliğini artıracağını söyledi.
Arşivlerindeki dosya sayısının 4 yıl içinde yarı oranından fazla azaldığını belirten Akarca, “İlk derece ceza ve hukuk mahkemelerinin dava sonuçlandırma oranlarının yüzde 100’ün üzerinde olması, hem iş yükü hem de adli kalite bakımından olumlu bir çizgiye işaret etmektedir.” dedi. Akarca, birçok eleştiriye rağmen, bölge adliye mahkemelerindeki karar kalitesinin de giderek yükseldiğini ve dört yıl önce kurulan sistemin iyi yolda ilerlediğini gösterdiğini savundu.
‘Yeni bir Yargıtay Kanununa ihtiyaç bulunmaktadır’
Yargıtayın başlıca kuruluş amaçlarından birinin, hukuki denetim yaparak içtihat birliğini ve hukukun ülkede eşit şekilde uygulanmasını sağlamak olduğunu belirten Akarca, “Adaletin etkin ve verimli şekilde yönetilmesini güvence altına almak için hem bugünün hem de geleceğin gereksinimlerini karşılayacak yeni bir Yargıtay Kanunu’na ihtiyaç bulunmaktadır.” dedi.
Kaynak: AA