Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ’ın, tutuklu yargılandığı davada tutukluluğunun devamına karar verildi.
HABER MERKEZİ – Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklu yargılandığı davada yaptığı savunmada, “Sadece kendi karşılaştığımız adaletsizliğin altını çizmek için değil bütün toplumun karşı karşıya olduğu kötülüğün altını çizmek, bu kötülük karşısında bir tutum geliştirmek zorundayız.” dedi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, tutuklu bulunduğu davadan yargılanmasına devam edildi. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Yüksekdağ Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlandı. HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç ve HDP Muş Milletvekili Mensur Işık duruşmayı takip etti. Duruşma, kimlik tespitinin ardından Yüksekdağ’ın savunmasıyla başladı.
‘Çözüm süreci için çağrıda bulundum’
Yüksekdağ, 2016’da HDP’lilerin açlık grevine başlamasına ilişkin Diyarbakır’da yaptığı konuşma nedeniyle hazırlanan fezleke ile ilgili savunma yaptı. Yüksekdağ, konuşmaların tamamının çözümünde sıkıntılar olduğunu belirtti. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yapamadıklarını belirten Yüksekdağ, Öcalan’a yönelik suikast iddialarının gündeme geldiğini belirtti. Yüksekdağ, konuşmasında çözüm sürecinin yeniden başlamasını talep ettiğini ve hükümete çağrıda bulunduğunu ifade etti.
‘Kayyum seçme seçilme hakkını ortadan kaldırdı’
Kayyum atamalarının hukukla bir ilişkisinin olmadığını ifade eden Yüksekdağ, seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırıldığı bir durum olduğunu söyledi. Bugün itibariyle 33 belediyelerine el konularak yerine kayyum atandığını hatırlatan Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Bu tablo içinde ne bu yargılamaların sağlıklı şekilde sürdürülmesi ne de olağan yaşamın sağlıklı sürdürülmesi mümkün. Katıldığım tüm duruşmalarda bir hastalığın sirayet ettiğini görüyoruz. Siyasi iktidar toplumsal yapıya kendi hastalığını bulaştırmıştır. Bu hastalığın bulaşması sonucu çok ciddi toplumsal siyasal travmalar oluşuyor.”
‘Yargı siyasi davalarda intikamcı’
Yargının siyasi davalar olduğunda tahammülsüz ve intikamcı olduğunu belirten Yüksekdağ, her şeyden önce hakikate ışık tutmak durumunda olduklarını söyledi. Yüksekdağ, Ordu’da Ceren Özdemir’i katleden kişinin ‘iyi hal’ indirimi, açık cezaevi, denetimli serbestlik gibi haklardan ve esnetilmiş hukuk kurallarından yararlanarak sokakta hiçbir denetime uğramaksızın yeni cinayetler işleyebileceğini söyledi.
Yüksekdağ, aynı ülkede bir insanın cumhurbaşkanını eleştirdiği için 3-4 yıl cezaevinde kalabildiğini belirterek, “Bu ülkede gazeteciler yıllarca hapishanelerde süründürülebiliyor. Siyasetçiler yıllarca hapis yatırılabiliyor.” dedi.
Bu tablonun böyle götürülmesi halinde çok büyük toplumsal patlamaların yaşanabileceğini belirten Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Bugün aktif siyasette olsun ya da olmasın 82 milyon insan bu derin çelişki ve adaletsizlikte. 82 milyonun zihninde çok daha derin birikimlerin oluşmasına yol açıyor. Sadece kendi karşılaştığımız adaletsizliğin altını çizmek için değil bütün toplumun karşı karşıya olduğu kötülüğün altını çizmek, bu kötülük karşısında bir tutum geliştirmek zorundayız.”
Partisine dönük “siyasi soykırım” operasyonlarının devam ettiğini dile getiren Yüksekdağ, “HDP’li belediyelere el konulması demek eşit kadın temsiliyetine darbe yapmak demektir. Ve siyasi iktidar ikinci kez kadınların iradesine darbe yapıyor. Birinci darbesinde yine bütün eşbaşkanlarımızın gözaltına alındı görevden alındı yıllarca hapiste kaldı hala büyük bir kısmı hapiste.” diye belirtti.
‘Temiz siyasetle bataklığın üstesinden geleceğiz’
Yüksekdağ, nerede olursa olsun içeride dışarıda celladın üzerine yürümek, zulmün yüzüne haykırmak konusunda en ufak bir tereddüt göstermeyeceklerini söyledi. Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Hapishanelerle, cezalarla durdurulamayacak bir seviyeye gelmiştir bizlerin, bu toplumun mücadele seviyesi. Kötülükler içinde iyilikler de yeşerir. Bizlerin ve halklarımızın mücadelesi bu siyasi iktidarın bataklığının üzerinde açmış bir nilüfer çiçeğidir. Bizler temiz siyasetle ve güçlü duruşumuzla bu geleceğin bizim olacağını ilan ediyoruz.”
Duruşma ertelendi
Yüksekdağ’ın savunmasının ardından avukatların beyanları alındı. Daha sonra duruşma savcısına mütalaası soruldu. Savcı, sanık Yüksekdağ’ın üzerine atılı suçların katalog suçlardan olması ve henüz savunmasını tamamlamamış olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Diyarbakır’daki eylemlere ilişkin başlatılan soruşturma dosyasının incelenmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar verdi. Mahkeme Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 10 Mart 2020’ye erteledi.
Yüksekdağ tutuklu yargılandığı davada, “Örgüt yöneticisi olmak”, “Örgüt propagandası yapmak”, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”, “Suç işlemeye tahrik” iddialarıyla suçlanıyor.