HABER MERKEZİ – Özelleştirilen termik santrallerinin bacalarına filtre ve baca gazı sistemlerini kurmaları için verilen sürenin dolması üzerine Meclis’e getirilen teklife konulan 50. madde ile sürenin 2,5 yıl daha uzatılması öngörülüyor. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, azot dioksit kirliliğinin bugüne kadar 17 bin erken ölüme neden olduğuna dikkat çekerek, söz konusu maddeye ‘evet’ demenin cinayete ortak olmak demek olduğunu söyledi.
Konuya ilişkin Mecliste basın toplantısı düzenleyen CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, 128 sıra sayılı kanun teklifinin şu an Meclis’te görüşüldüğünü söyledi. Teklifin yürürlük ve yürütme maddeleriyle birlikte 54 maddeden oluştuğunu ve teklifte AK Parti İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ile 97 milletvekilinin imzasının olduğunu söyleyen Bakırlıoğlu, teklifle 81 milyona ek vergiler getirilmesinin öngörüldüğüne bu durumun da ülkenin ekonomik olarak içinde bulunduğu çıkmazı göz önüne serdiğini belirtti.
‘Santraller 6 yıl boyunca havayı kirletti’
Bu teklifte 50. Maddenin sonradan araya sıkıştırıldığına dikkat çeken Bakırlıoğlu, “2013 yılında özelleştirilen 13 termik santrale çevre yatırımlarını yapmaları, filtre ve baca gazı sistemlerini kurmaları için 2019 yılının sonuna kadar izin verildi. Bu izin sayesinde söz konusu termik santraller 6 yıl boyunca havayı kirletmeye, insanları zehirlemeye devam etti. 128 sıra sayılı kanun teklifinin 50. Maddesi bu süreyi 2,5 yıl yıl daha ötelemeyi öngörüyor” diye diye konuştu.
‘Yurttaşlar 2.5 yıl daha zehir soluyacak’
Bu termik santrallerin bulunduğu il ve ilçelerde yaşayan yurttaşların 2,5 yıl daha zehir solumasına göz yumulmasına müsaade etmeyeceklerini belirten Bakırlıoğlu, şunları kaydetti: “Esasında buna benzer bir düzenleme geçtiğimiz Şubat ayında da meclis gündemine gelmiş, kamuoyu bu girişimi günlerce tartışmıştı. O günlerde Temiz Hava Hakkı Platformu ve yasa kapsamındaki santrallerin bulunduğu 5 ilden yerel platformlar imza kampanyası başlatmış, bu kampanyaya 60 binden fazla kişi katılmış ve imzalar tüm siyasi partilerin grup başkan vekillerine iletilmişti. Sivil toplum kuruluşlarının mücadelesi ve kamuoyunda oluşan infialden sonra o günkü adıyla ‘madde 45’ geri çekilmişti. Ancak bugün tekrardan ülke gündemine girmiş durumda.”
‘Manisa’da kükürt dioksit oranı dört kat fazla’
Söz konusu termik santrallerin Afşin Elbistan, Seyitömer, Tunçbilek, Orhaneli, Çayırhan, Kangal, Soma, Kemerköy, Yeniköy, Çatalağzı ve Yatağan’da bulunduğunu hatırlatan Bakırlıoğlu, “Termik santrallerin bulunduğu bu bölgelerde hava kirliliği ve buna bağlı hastalıklar, ölümler buralarda yaşayan yurttaşlarımızın hayatını cehenneme çevirmektedir. İnsanlarımız adeta zehir solumaktadır” dedi. Memleketi Manisa’nın ilçesi Soma’da 3 termik santral bulunduğunu, ilçede 2018 yılı ölçümlerine göre yıllık kükürt dioksit (SO2) düzeyinin ulusal sınırların dört katından fazla olduğunun tespit edildiğini söyleyen Bakırlıoğlu, “Olması gerekenin tam dört katı” dedi. Soma’da yılın 224 günü kirli hava solunduğuna dikkat çeken Bakırlıoğlu, kirli havanın otizm, diyabet, ani bebek ölümü sendromu, astım, KOAH, bronşit gibi solunun hastalıklarına, zatürre, bebek ölümü ve zeka geriliği gibi sağlık sorunlarına neden olduğunun kanıtlandığını belirtti.
’17 bin erken ölüm’
Türkiye’de 2017 yılında yaşanan ölümlerin yüzde 13’ünün hava kirliliği nedeniyle gerçekleştiğine vurgu yapan Bakırlıoğlu, bu oranın termik santral olan bölgelerde daha da fazla arttığını söyledi. Bakırlıoğlu, Manisa’da hava kirliliğine atfedilen ölüm sayısının ortalama bin 957 kişi olduğunu hatırlatarak şu verileri paylaştı: “Afşin- Elbistan’da 33 yıldır çalışmakta olan A santrali ve 15 yıldır çalışmakta olan B santrali azot dioksit kirliliği nedeniyle bugüne kadar 17 bin erken ölüme neden olmuştur. Muğla’da bulunan termik santrallerden kaynaklı 1983’den bu yana hava kirliliğine bağlı olarak 45 bin erken ölüm vakasının meydana geldiğinin tahmin edildiğini ifade eden Bakırlıoğlu, “Bakınız binlerle ifade ettiğimiz bu rakamların her biri bir insan, insan hayatından bahsetmekteyiz.” dedi. Söz konusu maddenin kabul edilmesinin erken ölümlerin devam etmesi demek olduğuna işaret eden Bakırlıoğlu, “Bu halk sağlığının tehdit edilmesi demek. Bu kabul edilemez. Buna göz yummak kasten adam öldürmek demektir. Bu maddeye ‘evet’ demek cinayete ortak olmak demektir” diye konuştu.
‘Soma’daki işçilerle ilgili düzenleme bekliyorduk’
Bu teklifin Enerji Bakanlığı bürokratlarının isteği ile torbaya sonradan eklendiğine vurgu yapan Bakırlıoğlu, “Esasında biz bakanlık bürokratlarından Soma’da tazminatlarını alamayan işçilerimiz ile ilgili bir düzenleme bekliyorduk. İlk torba yasada işçilerin alacakları ile ilgili düzenleme yapılacağı sözü verilmişti ancak karşımıza böyle bir düzenleme ile geldiler ne yazık ki” dedi.
Termik santrali bacalarının 6 yıldır ölüm saçtığını ve bu santrallerle devletten milyonlarca lira teşvik alındığına dikkat çeken Bakırlıoğlu, “Bunca teşviğe rağmen filtreler 6 yıl boyunca takılmamış. Şimdi 2,5 yıl daha müsaade istenmekte. Bu madde geçerse yani 2,5 buçuk yıl daha insanların zehirlenmesine izin verilirse bu eminim ki bu işletmeler gene yükümlülüklerini yerine getirmeyecekler biz bu tartışmaları iki sene sonra bir daha yapmak zorunda kalacağız” şeklinde konuştu.