‘Devlet çiftçiyi çok uluslu tekellerle ve şirketlerle baş başa bıraktı’

HDP Milletvekili Turan, Türkiye’de bir su politikasının dahi olmadığını belirterek, binlerce yıllık tarım birikiminin yok edildiğine dikkati çekti.

Turan, yasaların uygulanmadığını plansızlıktan çiftçinin “borsa oynar gibi üretim” yaptığını belirterek, “Devlet aradan çekildi ve çiftçiyi çok uluslu tekellerle, şirketlerle baş başa bıraktı. Çiftçilerin üreteceğine de tüketeceğine de tarım tekelleri karar veriyor.” dedi.

HDP Milletvekili Rıdvan Turan Fotoğraf: Arşiv/MA

HDP Mersin Milletvekili ve Tarım Komisyonu Sözcüsü Rıdvan Turan tarım politikalarını, iklim değişikliğine bağlı kuraklığı ve çiftçilerin içinde bulunduğu koşulları Yeni1mecra’ya değerlendirdi. Turan, Türkiye’de bir su politikasının dahi olmadığına ve binlerce yıllık tarım birikiminin yok edildiğine dikkat çekerek, “Plansızlıktan çiftçi borsa oynar gibi üretim yapıyor. Devlet aradan çekildi, çiftçiyi çok uluslu tekellerle ve şirketlerle baş başa bıraktı” dedi.

‘İklim değişiyor Türkiye’de su politikası yok’

Hem Türkiye hem de dünyada iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine dikkat çeken Turan, “Türkiye’de ne bir su politikası ne de iktidarın böyle bir önceliği var. Tarımda kullanacak suya ve yer altı sularına ilişkin hiçbir çalışma yok. Türkiye su açısından rahat bir ülke bu yüzden hoyratça kullanılıyor.” şeklinde konuştu.

‘Sakarya Nehri’nin 2 kilometre sonrasında kurbağa bile yaşayamıyor’

Akarsulara sanayi atıklarının bırakıldığını hatırlatan Turan, şunları ifade etti: “Örneğin Sakarya nehrinin doğduğu yer su içilecek düzeyde iken 2 kilometre sonrasında kurbağa bile yaşayamıyor. Konya Ovası, bir yer altı denizine sahipti. Burada plansız yapılan tarım faaliyetleri nedeniyle ilk başta 7-8 metreden çıkan sular şimdilerde 200-250 metre sondajlarla çıkartılmaya çalışılıyor ve suyun boşaltılması sebebiyle de obruklar meydana geliyor.”

Fotoğraf: AA

‘Akarsuyun çıktığı bölgede suya erişemiyorlar’

Turan, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde ise pek çok akarsuyun oradan çıkmasına rağmen sömürgeci politikalarla o bölgede yaşayan çiftçilerin suya erişemeyerek artezyen sulara ulaşmaya çalıştığına vurgu yaptı. Turan, “Bu noktada da bölgede çiftçiler derebeyliğini ilan etmiş TEDAŞ gibi şirketlere yüklü elektrik faturaları ödemek zorunda kalıyor, ödeyemediği yerde elektriği kesiliyor.” dedi.

‘Karadeniz’de HES’lerle birlikte dereleri kuruttular’

Yağış rejimi açısından hala iyi sayılabilecek Karadeniz Bölgesi’nde ise yapılan çok sayıda HES ile birlikte bölgenin su rejiminin kökten değiştirildiğini söyleyen Turan, “Derelerin artık akmadığı kuraklığın baş gösterdiği bir durumla karşı karşıyayız. Bir araştırmaya göre önümüzdeki 20-30 yıl içerisinde Akdeniz iklimi çölleşecek Karadeniz iklimi de Akdeniz iklimine dönüşecek. Daha kötüsü bunu engellemeye dönük hiçbir çalışma yok.” diye belirtti.

‘Kanal İstanbul ile Trakya Bölgesinde tarım ortadan kalkacak’

Kanal İstanbul Projesi ile de Trakya bölgesindeki su rejiminde geri dönülmez hasarlar açılacağına işaret eden Turan, şunları ifade etti:

“45 kilometre uzunluğunda 40-40 metre derinliğinde bir yarma ile o bölgeyi kestiğiniz zaman yer altındaki tatlı su gölleri kısa süre içerisinde tuzlanacak. Bir süre sonra Trakya’da tarım ortadan kalkmaya başlayacak ve önemlisi İstanbul’un da içme suyu açısından önemli olan Istıranca yer altı gölleri bir daha trilyon dolarlar dökülse onarılamayacak ve ortadan kalkacak. Oluşacak ters akıntı ile birlikte de Marmara Denizi’nde yaşanamayacak bir ortam oluşacak. Üstelik birçok gölümüz de kurudu. Şu anda Türkiye korkunç bir sürecin eşiğine geldi.”

‘Tarım Bakanlığının herhangi bir kaygısı yok’

Tarım Bakanlığı’nın da azalan üretimden kaynaklı bir kaygısının olmadığını vurgulayan Turan, “Yerli üretimi desteklemek arttırmak yerine ithal etmeyi tercih ediyorlar. Böyle de Türkiye’nin düzelme ihtimali kalmıyor. Derelerin akması yerine taş ocağından edilecek ranta bakıyorlar. Ürünün tarlada kalmasını rekoltenin düşmesini engelleyecek önlemlerin hayata geçirilmesi yerine ‘gider ithal ederiz’ düşüncesi varlıklarımızın elimizden bir bir gitmesine neden oluyor.” dedi.

Ekoloji ve tüm dünyayla barışık bir yaşam biçimine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Turan, “İnsan türü bu şekilde giderse daha fazla hayatta kalamaz. Kapitalist barbarlığa karşı sosyalizm artık bir ihtiyaç olmuştur.” şeklinde konuştu.

‘Çiftçi borsa oynar gibi üretim yapıyor’

Hayata geçirilmesi gereken bir tarım politikasının da antikapitalist olması gerektiğinin altını çizen Turan, “Girdi fiyatları yüksek, destekler zayıf. AKP’nin 2006 yılında kendi yazdığı ama bir türlü uygulamadığı ‘her yıl milli hasılanın yüzde biri oranında çiftçiye destek’ verilecek sözü bile artık sorunlar daha boyutlandığı için devede kulak haline geldi.” dedi.

Turan, yasaların uygulanmadığını plansızlıktan çiftçinin “borsa oynar gibi üretim” yaptığını söyledi. Turan, “Devlet aradan çekildi ve çiftçiyi çok uluslu tekellerle şirketlerle baş başa bıraktı. Çiftçinin bir eli telefondan televizyondan ürünlerin maliyetini ve fiyatını takip eder oldu. Çiftçilerin üreteceğine de tüketeceğine de tarım tekelleri karar veriyor.” şeklinde konuştu.

Fotoğraf: AA

‘Binlerce yıllık bilgi birikimi tasfiye edildi’

Türkiye’de tarım alanında binlerce yıllık bilgi biriminin tasfiye edildiğini vurgulayan Turan, şöyle devam etti:

“Emperyalizm şu anda bizim gibi ülkelerin genetik havuzlarını toplamak için kurumlar kuruyor. Hatta ön Aysa ülkelerinin gen havuzunu toplamak için merkezi İstanbul’da bir yapı kuruldu. Türkiye parlamentosundan ise bizim muhalefetimize rağmen geçti. Yani aslında bizim yapmadığımızı ve unuttuğumuzu onlar çok kıymetli bir şekilde depoluyorlar. Biliyorlar ki, önümüzdeki dönemde büyük mücadeleler gıda üzerinden gerçekleşecek. Biz kendi köylümüzü şehirde inşaat işçisi yaptık yabancılara üretimdeki gen bilgilerimizi sonuna kadar açtık.”

‘Çiftçilerin mutlaka örgütlenmesi gerekiyor’

Türkiye’deki çiftçilerin temel sorununun örgütlenme olduğunu belirten Turan, çiftçilerin tek başına kalmaması, gıda egemenliği ve neyi nasıl ekeceğine kendisinin karar vermesi için örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

HDP’den çiftçilerin önünü açacak yeni yasa hazırlığı

Örgütlenmenin önünde büyük engeller olduğunu söyleyen Turan, “Kooperatif yasası diye 3 tane yasa, 3 tane bakanlık var ve mevzuat çok karışık. Bu konuda ise biz bir yasa tasarısı hazırladık yakın zamanda meclise sunacağız.” dedi.

Turan, Tarım Kredi kooperatiflerinin yeniden yapılandırılarak yönetiminde mutlaka çiftçilerin yer alacağı tasarılarında, bu konuda eğitim alanında dersler konulacak ve bu çerçevede çiftçilerin örgütlenmesinin kolaylaşacağını söyledi.

BURCU YILDIRIM/ YENİ1MECRA