HDP, 3 büyükşehir belediyesine kayyım atanmasının 2’inci yıldönümünde Van’dan seslendi, kayyımın talan, yıkım, gasp ve darbe olduğu mesajını verdi.
HDP Grup Başkanvekili Beştaş, Kürt halkı olarak kayyımları tanımadıklarını ve tanımayacaklarını söyleyerek, “Siz, halkımızın iradesine diz çöktüremeyeceksiniz.” dedi.
HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasının 2’nci yıldönümüne ilişkin HDP Van İl Örgütü önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri, yerlerine kayyım atanan belediye eşbaşkanları ile çok sayıda kişi katıldı.
“HDP’liyiz her yerdeyiz. Kayyımlara karşı mücadeledeyiz” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Hırsız kayyım işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
Doğan: Kayyımları geldikleri yere göndereceğiz
Açıklamada ilk olarak konuşan HDP Van İl Eşbaşkanı Fikret Doğan, bugün karanlık bir dönemin teşhirini yaptıklarını söyleyerek, şunları ifade etti:
“2014 seçimlerinden 2 yıl sonra, daha önceden hazırlanmış senaryolar hayata geçirildi. Halkımız bunu kabul etmedi, kabul etmeyecektir. Kayyımlar atandığı andan itibaren belediye binalarımız karakol gibi taş duvarlarla çevrildi, halktan uzaklaştırıldı. O günden bugüne kadar yapılan gasptır, rüşvettir ve demokratik hakların ortadan kaldırılmasıdır. Ant olsun ki kayyımları geldikleri yere göndereceğiz.”
Avcı: Kayyım gasptır, talandır, darbedir
Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı iken görevden alınarak yerine kayyım atanan Mustafa Avcı, “Kayyım gasptır, talandır, darbedir, halk için borç yüküdür.” dedi. Birinci kayyım pratiği nasıl kazandırmadıysa ikinci kayyım döneminin de ağababalarına kazandırmayacağını söyleyen Avcı, şunları ifade etti:
“Bu sonraki tüm seçimlerde net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Mardin ve Diyarbakır illerinde kayyımları tüm pratikleri ile deşifre edildi. Van’da da kirliliğe bulaşmış kayyımlar, yaptıkları kirliliklerden bir türlü kurtulamıyorlar. Bizler 4 ay 9 gün işbaşında kaldık. 100 aileye görüştük, yüzlerce mahalle ve köyde halk toplantısı yaptık. Hedefimiz, katılımcı bir anlayışla halkın ihtiyaçlarını tespit ederek bir planlamaya bağlamaktı. Planlamamızı yaptık ama 19 Ağustos sabahı halkın iradesine darbe yapıldı ve tüm programımız rafa kalktı”
‘Aynı hırsızlar aynı yere görevlendirildi’
Görevde kaldıkları 4 ay içerisinde hırsızlık, yolsuzluk yapanların peşine düştüklerini, yerlerini değiştirdiklerini, suç duyurusunda bulunduklarını söyleyen Avcı, “Ama kayyım atandıktan sonra aynı hırsızlar aynı yere görevlendirildi ve dosyalar sümenaltı edildi.” dedi.
Kayyım zihniyetini kabul etmeyeceklerine vurgu yapan Avcı, “Van halkı da kabul etmeyecek. Katılımcı, şeffaf, katılımcı belediyecilik anlayışımız devam edecek. Tekçi yönetim devam ettikçe bu mücadelemizde asla vazgeçmeyeceğiz.” diye konuştu.
Beştaş: Türkiye’nin dört bir yanı kayyım rejimine teslim ediliyor
Avcı’nın ardından konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise konuşmasına tutuklu belediye eşbaşkanlarını selamlayarak başladı. Belediye eşbaşkanlarının tutuklu değil “rehin” olduğunu belirten Beştaş, şunları ifade etti:
“Rehin alınmak demek; hiçbir kural tanımadan halkın iradesini sahip çıktığı ve gerçekleri söylediği için insanları dört duvar arasına alınmasıdır. Şu an Türkiye’nin dört bir yanı kayım rejimine teslim ediliyor. İlk kayyım atanmasında ‘Sesimizi çıkarmazsak ülke kayyım rejimine teslim edilecek’ demiştik ve bugün o korkularımız gerçekleşti.”
‘Kayyımlara da kayyım atadılar’
Belediyelerin gasp edilmesi için eşbaşkanlar hakkında gereksiz ve yersiz soruşturmalar açıldığını belirten Beştaş, şöyle devam etti:
“Sadece belediyelerimize kayyım atamadılar. Belediyelerimize atanan kayyımlara da kayyım atandı. Sadece Nusaybin’de 4 kez kayyım değişti. Kendi kayyımlarını bile beğenemiyorlar, çünkü yolsuzluk ve hırsızlık almış başını gidiyor. Ama şunu bilmek gerekiyor ki balık baştan kokar. Bavullarla para çalan bakanlar aklanmasaydı kayyımlar da hırsızlık yapmazdı. Sedat Peker her gün hırsızlıklarını ifşa ediyor ama tek savcı çıkıp bu suçları soruşturma cesareti gösteremiyor. Çünkü yargı iktidarın aparatı haline geldi. Ama onlar iktidardan gittiği gün savcılar bu suçları soruşturacak. Kayyım olarak hırsızlık yapanlar ve destek verenler yargılanacak ve biz o mahkemelere müdahil olacağız.”
‘Siz halkı temsil etmiyorsunuz’
Kayyımların hizmet için değil, iktidarın rant araçlarını tutmak için görevde olduklarını belirten Beştaş, “Kayyımlar, kendilerini belediye başkanvekili olarak tanıtıyor. Hiç yüzleri kızarmıyor ve utanmıyorlar. Belediyeleri karakola çevirip, yüzlerce korumalarıyla şehirlerde tur atıyorlar. Sonra da ‘biz bu halkı temsil ediyoruz’ diyorlar. Siz bu halkı temsil etmiyorsunuz. Siz sadece o korumalara, o belediyelere bekçilik yapabilirsiniz. Siz sadece kendinizi o binaların içinde mutlu ve mesut belediye başkanı olarak görebilirsiniz. Sizi tanımıyoruz. Siz halkın malına, mülküne, halkın lokmasına el koyanlarsınız.” ifadelerini kullandı.
‘Kara propaganda yapılıyor’
Kayyımın talan ve yıkım olduğunu, kayyım atanan şehirlerde her türlü yolsuzluk ve rantın döndüğünü söyleyen Beştaş, şunları kaydetti:
“Kayyım belediyelerinde trilyonlarca TL zarar ve yolsuzluk tespit edildi. Buna ilişkin verdiğimiz soru önergelerine ise yanıt bile verilmedi. Belediye eşbaşkanlarını görevden aldıklarında ‘Haklarında soruşturma olduğu’ ve ‘Örgüte para gönderdikleri’ yalanını söylüyorlar. Bedia Özgökçe milletvekiliydi, Selçuk Mızraklı milletvekiliydi, Ahmet Türk yine belediye eşbaşkanıydı ve hiçbiri hakkında tek bir mahkumiyet kararı yoktu. Ama soruşturmalar gerekçe gösterilerek kayyım atandı. HDP’li belediyelerin örgüte para gönderdiği iddialarına ilişkin hiçbir mahkeme tutanağında tek bir satır yoktur. İşte bu yalan üzerinden kara propaganda yapıyorlar.”
‘Kayyım atanan belediyeler suç işleme merkezine döndü’
Kayyım atanan belediyelerin suç işleme merkezine döndüğünü söyleyen Beştaş, “Kayyımlar sadece darbe dönemlerinde atanmışlar. İşte ‘Bu iktidar darbe iktidarıdır’ dediğimizde bunu söylüyoruz. Demek ki halen darbeci iktidar görevde. İktidar, kayyım atamalarıyla ilgili dünyanın gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor. Kadir Topbaş ve Melih Gökçek’i görevden alındı ama yerlerine belediye meclis üyelerinden biri başkan seçildi. Ama belediye HDP’li ve Kürt olunca kayyım atanıyor. Darbeci anlayış işte budur.” ifadelerini kullandı.
‘Derhal kayyımlar geri çekilmelidir’
Tüm Avrupa ve dünyanın bu durumu gördüğüne işaret eden Beştaş, “Ne olursa olsun halk iradesine sahip çıkacaktır. Ama şimdiden bir seçimi beklemeyelim. Çünkü derhal kayyımlar geri çekilmelidir. Bu kayyımların suçu her geçen gün büyüyor, yolsuzlukları çığ gibi büyüyor. Bu suçlar büyüdükçe mahkemelerde vereceğiniz hesap da artıyor.” dedi.
‘Tüm yönetim kayyımlara teslim edilmiş’
Ülkenin kayyım zihniyetine teslim edildiğini söyleyen Beştaş, “Bu durumu son dönemlerde yaşanan yangın ve sel olaylarında gördük. Halk sellerle, yangınlara oluyor ve ülkede yangın söndürme uçağı yok. THK kayyımı halkı ölümle baş başa bırakmış. Tüm yönetim şu an kayyımlara teslim edilmiş. Merkez Bankası, TÜİK ve diğer tüm kurumlar şu an kayyımlarla yönetiliyor. Türkiye artık bir kayyım cumhuriyetine dönüştürüldü.” şeklinde konuştu.
‘Kürt halkı olarak bu kayyımları tanımıyoruz’
Kürt halkı olarak bu kayyımları tanımadıklarına ve tanımayacaklarına vurgu yapan Beştaş, “Kayyımların; halkımızın tarihine, kültürüne, doğasına, diline düşmanlık olduğunu biliyoruz. HDP olarak Türkiye’de yaşayan herkesin iradesine saygı duyulması gerektiğini biliyoruz. Nasıl ki İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Trabzon’da halkın seçtiği belediye başkanları yönetiyorsa Amed, Van, Mardin ve Siirt belediyelerini de halkın seçtiği insanlar yönetmelidir.” dedi.
Haklı olduklarını yineleyen Beştaş, konuşmasını “Siz, halkımızın iradesine diz çöktüremeyeceksiniz. Biz halkımızla birlikte hep beraber bu gemiyi limana ulaştıracağız. HDP umuttur, umut dimdik ayakta.” sözleriyle bitirdi.
Kaynak: MA