Psikolog işini yapamayınca atıkları geri dönüşüme kazandırıyor

Çok sayıda üniversiteli gibi kendi alanında iş bulamayan Psikolog Mehmet Akbaş, atıkların ayrıştırılarak geri dönüşüme kazandırıldığı işte çalışmak zorunda kaldı.

Yetkililerin artan işsizliğe karşı “İş beğenmiyorlar” söylemine tepki gösteren Akbaş, “Ben bu işi yapmak istemediğim için 25 yıl okudum, emek verdim. Bu iş beğenmemezlik değildir. Büyük haksızlık” diyor.

Akbaş, işsizliğin en derin halini ise insanların kendi işinde çalışmaması olarak değerlendiriyor.

Rojda Kızgın

Psikolog Mehmet Akbaş

TÜİK’in 2019 verilerine göre üniversiteli işsiz sayısı 1 milyon 340 bine ulaştı. Yani Türkiye’de her 4 işsizden 1’i üniversiteli. Bir süre önce başka bir göreve atanan İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya ise işsizlik tablosuna “İş çok ama iş beğenmeyenler var. Çalışmak isteyene iş de var aş da var” yorumunu yaptı.

Halbuki, çok sayıda üniversiteli mezun oldukları bölümlerde iş bulamadıkları için hizmet, inşaat, geri dönüşüm, toplayıcılık, tarla ve benzeri sektörlerde düşük ücret, fazla çalışma saati gibi koşullarda çalışmak zorunda kalıyor.

Bunlardan sadece bir önek Mehmet Akbaş. Psikolog olan Akbaş, kendi alanında iş bulamadığı için “Geri dönüşüm” işinde çalışmak zorunda kalan üniversitelilerden. Van’ın Erciş ilçesine bağlı Zoreva köyünden 1989 yılında Adana’ya göç etti Akbaş ailesi. Daha önce amcasının Adana’ya göç ederek kuzenin toplayıcılık işinde çalışmasından sonra Akbaş ailesi de bu yolculuğa başlar.

Geri dönüşüm işinin yapıldığı işyeri

Aile de toplayıcılık yapmak zorunda kalır

Bu yolculuğu Akbaş şöyle anlatıyor: “Amcam ‘gelin bu işi yapın’ dedi. Kalabalık nüfusla gittik Adana’ya. Yapabileceklerimiz sınırlıydı. Köyde belli bir düzenimiz belli gelirimiz vardı. Birden yoksulluk şartlarında yaşamaya başladık. İki göz odalı evde 15 nüfusla. Ailem de mecbur kaldı toplayıcılık yapmaya. Herkesin bir şeyler yapması gerekiyordu. Abimler okumamıştı. Şu an biraz daha toptancı hale geldiler.”

Üniversiteyi kazanana kadar geri dönüşüm işini yapar

Aile mesleği olarak tanıttığı geri dönüşüm işinde Akbaş da, üniversiteyi kazanana kadar ailesiyle birlikte çalışır. Ancak geri dönüşüm işinde çalışmak istemeyen Akbaş, okumayı tercih eder. Üniversitede Psikoloji bölümünden 2014 yılında mezun olan Akbaş, bir süre İstanbul’da psikolog, terapist olarak çalışır. Ancak iki yıl önce geldiği Diyarbakır’da Psikolog olarak iş bulamaz.

‘Bu işi yapmak istemediğim için 25 yıl okudum’

Psikolog Mehmet Akbaş

Ekonomik olarak hayatını sürdürmek için ailesinin de desteğiyle yeniden geri dönüşüm işine dönmek zorunda kalır. Akbaş, “Geri dönüşüm işini yapmak isteseydim hali hazırda ailemin işinde devam edip hayatımı sürdürebilirdim. Ben bu işi yapmak istemediğim için 25 yıl okudum emek verdim. Ancak Psikolog olarak iş bulamadım. Ben de Diyarbakır’da aile mesleğini yapmaya karar verdim. Geri dönüşüme tekrar dönmek mecburiyetten oldu. Ailemin desteği olmasaydı bu işi de bulamayacaktım.”

‘İş beğenmiyorlar denmesi büyük haksızlık’

Üniversiteli işsiz sayısının fazla olmasına karşılık yetkililerin zaman zaman “İş beğenmiyorlar” söylemlerine tepki gösteriyor Akbaş. Ve tepkisini şöyle dile getiriyor: “Bir kişi 25 yıl süren eğitim süreciyle emeğiyle meslek ediniyor. Sonra ‘gel inşaatta çalış’ deniyor. 25 yıllık emeğin karşılığı bu değildir. Bu iş beğenmemezlik değildir. Üniversite mezunları kendi işlerini yapacağı alan bulamıyor. Herkes benim gibi destek görmeyebiliyor. İşi var gibi görünen insanların çoğu da başka iş yapıyor benim gibi. İşsizliğin en derin hali de budur bence. Çünkü sadece karnını doyurmak için yaşamsal döngüyü sürdürebilmek için yapılmış iş işsizliğin en dibidir. Üniversite mezunu kağıt toplayıcılığı yapıyor. Buna rağmen kalkıp iş beğenmiyorlar denmesi büyük haksızlık.”

‘Mesleğimden kopmamaya çalışıyorum’

Şu an sürdürdüğü bir işi olsa bile kendi mesleğine dönmek için fırsat arayan Akbaş, bir taraftan da yaptığı işten çok zaman bulamasa da asıl mesleğinden kopmamak için Mezopotamya Psikologlar Derneği’nde mesleki çalışmalarda yer almaya gayret ediyor.

‘Geri dönüşüme kazandırılabilecek bütün atıkları işliyoruz’

Toplayıcıların getirdiği karton ve plastik atıklar

Yapmak zorunda kaldığı geri dönüşüm işini anlatıyor Akbaş. ‘Geri dönüşüm’ ifadesi ile kazanılabilecek bütün katı atıkların kastedildiğini söyleyerek kağıt, naylon, plastik, alüminyum, pet, karton, cam, demir gibi atıkları sıralıyor Akbaş. Ve çok daha fazla çeşit olduğunu anlatıyor Akbaş. Geri dönüşüm atıklarının nereden toplandığını ise “Aslında atılan bütün çöplerden toplanıyor” diyen Akbaş, atıkların esnafın, marketin, sitelerin, apartmanların attığı çöpler ve sanayi atıklarından toplandığını anlatıyor.

Çöplerden toplanan atıkları toplayıcılardan para karşılığı alan Akbaş, yaptığı işi tam olarak şöyle özetliyor:

“Sokakta gördüğünüz arkadaşlardan, toplayıcılardan para karşılığı temin ediyorum atıkları. Atıkları burada çeşitlerine ayırıyoruz, çeşitlerine göre makinelerle presleme yapıyoruz. Bu preslemeyi geri dönüşüme kazandırılması için fabrikalara sevk ediyoruz. Örneğin peti Mersin’e, kağıdı Maraş’a gönderiyoruz.”

‘Bu işten ekmek yiyen çok’

Kendisiyle beraber Diyarbakır’da 4 kişinin geri dönüşüm işini yaptığını anlatıyor Akbaş, ancak toplayıcı sayısının fazla olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor:

“Toplayıcılık işinden ekmek yiyen de çok fazla. Herhangi bir mesleği olmayan ya da iş bulamayan birçok insan bu işe yöneliyor. Çünkü herhangi bir sermaye ya da bir ustalık istemiyor. Bu işi birinden talep etmeye gerek yok. Herkes sokağa çıkıp toplayıcılık yapabilir. Çünkü serbest bir şey. 10 yaşındaki çocuk da 60 yaşındaki kadın ya da erkek bu işi yapıyor. Diyarbakır’da 250 toplayıcı vardır tahminen.”

Akbaş, Suriye’den göç etmek zorunda kalanların yoğun olarak toplayıcılık işinde çalıştığını anlatıyor. Bu durumu Kürtlerin 90’larda metropollere zorunlu göç etmesiyle birlikte atık toplayıcılığı yapmak zorunda kalmasına benzetiyor Akbaş.

‘Bu düzenin değişeceğine dair umudum var’

Herkesin kendi mesleğini yapması gerektiğini söyleyen Akbaş, son olarak şunları dile getiriyor:

“Bu düzenin böyle devam edeceğine inanmıyorum, böyle süremez. Bu düzenin değişeceğine dair umudum var. Yakın dönemde olmasa da düzelecek. Umarım herkes kendi mesleğini yapabilir.”

DİYARBAKIR