Sedat Peker: Artık parça parça değil, avuç içi kadar koparma dönemi geldi

Sedat Peker, YouTube’dan yayınladığı video serisinin 7.’sinde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik olarak “Uyuşturucu satıcısıyla resmimi koymuşsun, diyorsun ki ‘Bunlar yeni bir uyuşturucu yolu.’ Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacağım. Daha çok konuşacağız. Artık parça parça değil, avuç içi kadar koparma dönemi geldi” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT Haber canlı yayınında sarf ettiği, “Karısının iç çamaşırına sığınamaz kimse, edepsiz. Bu kurguyla karşı karşıyayız.

Bu kurguyu yapanların boğazından ilmek ilmek getirmezsek Allah bunun hesabını bizden sorar” sözlerinin ardından, Sedat Peker, “Söyledikleri cevapsız kalacak sakın zannetmeyin. Pazar günü yayınlayacağım videoda ona hak ettiği her şeyi söyleyeceğim” ifadelerini kullanmıştı.

Sedat Peker, yayınladığı 7. videoda Süleyman Soylu’nun sözlerine atfen, “Bir İçişleri Bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adam televizyonun karşısında ‘Karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor.

Ulan biraz namus. Rahat ol, ben sana böyle bir şey demem. Bana milyonlarca genç çocuğa haksız yere küfür ettirdiler, onlara bile demedim” diye konuştu.

Anadolu Ajansı muhabiri Musab Turan’ın Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili olarak,”19 yıllık bir toplum hareketi olarak başlayan milletin teveccühünü kazanan Ak Parti ismi şaibelerle anılan Süleyman Soylu’dan daha mı küçük? Üç buçuk yaşında oğlumun yüzüne bakarken maskeli balodan dolayı ben utanıyorum.

Sizin çocuklarınız yok mu?” diye sorması ile ilgili Peker, “En komiği bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Size devleti anlatacağım. Bunlar kamikaze gibiymiş. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu? Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu.

Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap onun da abisi FETÖ’cü. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Yaptığınız savunmanın mantıksızlığını anlatıyor.

Ciğeri yanmış adam söylüyor. Yarın onu FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… 7. Aramada köydeki en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun mantığı var burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz” ifadelerini kullandı.

“Benim sırtımdan çok para kazandılar, artık işe uyandım”

Sedat Peker şunları söyledi:

“Süslü Süleyman çok ayıp ettin, yüzündeki boyalar düşünce gerçek halin nasıl ortaya çıktı. Derin Mehmet ameliyat olduğu için hastanede, kendisini bu hafta yoklama almayacağız.

Türkiye’den kalabalık misafirlerimiz geldi. Aslında ben düşkün Abdülkadir’le, süslü Sülü’yü bekliyordum. Her zaman olduğu gibi yüce devletimizi işin içine karıştırdılar. O yüzden dolayı bir yer değişikliği yaptık, bir yer değişikliği daha yapabiliriz.

Bazı arkadaşlar bahisler düzenlemişler. Benim üstümden yol bulmaya çalışıyorsunuz, ayıp. Bahisler kapandı. Benim sırtımdan çok para kazandılar, artık işe uyandım. Hiçbirinize yol buldurmam üstümden.”

“En komiği, bir şema yapmış. Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim”

“Yaşadığım sürece ne partiden milletvekili olacağım, ne parti kuracağım, ne dernek, ne vakıf başkanı olacağım.

Eğer ki kim size sokağa çıkın burayı yağmalayın diyorsa o haindir. Bir gün ben size dersem bilin ki ufak kızımın başına silah dayamışlardır. O yüzden onu söylüyorumdur. Sülü gördün mü bak bunu da söyledik, bloke oldu bu da.

Namus sahibi olan herkes eğer bir gün darbe olursa bütün herkes darbeye direnmekle mükelleftir. Eğer ki bir gün darbe olursa ben size dersem sokağa çıkın darbeye destek verin, ufak kızımın başına silah dayamışlardır. Ben desem bile çıkmayın kardeşlerim.

Siz patronsunuz bu anlattıklarımda kafanıza yatmayanlar olmazsa, bu işlerde gereken ilgi gösterilmedi, namus, şeref üzerine davranılmadı derseniz sandık geldiğinde belirleyen sizsiniz. En komiği, bir şema yapmış. Ben bunun çapını bildiğim için seyretmedim. ‘Başlıkları bana getirin arkadaşlar’ dedim. Çapsız. Süleyman sana vallahi devletin ruhunu anlatacağım, inşallah bu sefer anlarsın.”

“Şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu, Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar”

“Görüşeceğiz seninle. Fethullahçılarla düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Eğer ki bana Fethullahçılar cennetin anahtarını getirirse ben onlara ‘Ben 80’lerde sizin masumiyetinizi görüp ya bu iyi insanlar diyenlerdenim bütün ülke gibi.

Ama ben sizin içinizdeki canavarı gördüm. Bence şehit Kuddusi Okkır’ın memleketine gidecek ambulans parası yoktu. O zaman ambulanslardan para alıyorlardır. Ölüsünü evine getirecek parası olmayan adamı Ergenekon’un finansörü diye ülkeyi inandırdılar. Seni cenazeye FETÖ’cüler değil şunlar yollamadı sen hakka girdin diye yazıyorlar. Lan bırak.

Siz yapmadınız mı, evinde arama yapıyorsunuz general adamın çocuk pornosu çıktı diye gazetelere verdiniz. O adam ufak çocuk gelse sevmeye çekinir. Başka bir general otele kız arkadaşıyla gidiyor.

Otelde ihbar var deyip kadının çantasını ararken avuç içinde bir ekstaziyi bırakıp, ‘Büyük skandal, general kadın uyuşturucu partisi’ kan tahlili bile yok, çünkü siz koydunuz. General namuslu adamdı istifa etti.

Daha örnek vereyim mi Ali Tatar… Herkes uyansın diye adam kafasına sıktı. Bunlar gazetede ‘Hesap vermeden nereye gidiyorsun?’ diye yazdılar. Sizin elinizde cennetin anahtarı olsa ben o cennete girmem. Ya siz Muzaffer abiyi kanser hastası inim inim inlettiniz şehit oldu. Ali Tatar da şehittir.

Sülü ne oldu? Ama senin devamlı Fethullah Gülen’le yazıların çıkıyor. Röportaj yapmışsın. Danışmanlarının Fethullah Gülen’e övgüleri ortaya çıkıyor. Bak ben bu kadar açık söylüyorum sen? Ben Süleyman’ın buraya maketini koydum.”

AA muhabirinin Soylu sorusu; “Orada iki bakan bu konularla muhatap, onun da abisi FETÖ’cü”

“En komiği bir AA muhabiri genç arkadaş Süleyman Soylu ile ilgili soru sordu. Adamın abisi FETÖ’cüymüş dediler. Size devleti anlatacağım. Bunlar kamikaze gibiymiş. Senin elinde devletin imkanlarını yok muydu?

Bilmiyor muydun abisinin FETÖ’cü olduğunu. Onun abisi FETÖ’cü ise orada iki bakan bu konularla muhatap onun da abisi FETÖ’cü. Her abisi FETÖ’cü olan FETÖ’cü ise bakan devletin her sırrının olduğu toplantıyı izliyor. Yaptığınız savunmanın mantıksızlığını anlatıyor. Ciğeri yanmış adam söylüyor.

Yarın onu FETÖ’cü bulursunuz. FETÖ’cüler de öyle yapardı. O onu aramış, o onu aramış, o da onu aramış… 7. Aramada köydeki en sade yaşayan bir insan bile dünyada her insanı silsileyle aramış oluyor. Onun mantığı var burada anlatmayayım şimdi onu. Devletin ruhunu yok ettiniz.”

“Devletin bir namusu bir de aklı vardır”

“Müsaade edersiniz bu böyle sol kesimlerdeki arkadaşlar çok söylüyor. Devleti sen neden kutsuyorsun. Tamam anlatacağım.

Sülüman asıl sana anlatacağım. Bizim aklımızda böyle öğrettiler. Devlet bilmem bir şey genel müdürlüğü binasıdır, nöbetçilerdir… Devlet böyle bir şey değildir ki. Dün devlet çadırdaydı yarın da uzay mekiği gibi yerlerde olacaktır. Devlet bir ruhtur, kutsal olan da devletin ruhudur.

Peki devletin ruhu nedir? Binlerce senedir yaşanılan ihanetlerin, savaşların, entrikaların, acıların, hüzünlerin, mutlulukların, başarıların, başarısızlıkların tüm bunların oluşan tecrübenin damıtılarak bugüne kadar gelmiş olan bilgi birikiminin adı devletin ruhudur. Hep onun için diyorum devletin bir namusu bir de aklı vardır. Devletin namusu ne demektir biliyor musunuz?

Biz gençliğimizde, 16-17 yaşında emniyet amiri tanıdığımız vardı, bir tane polis memuru biraz hileli bir iş yapmış bir adama söz vermiş. O adam geldi, emniyet amiri hileli işi bilmesine rağmen işin halledilmesine izin verdi.

Sonra o polisi sürgüne yolladı, hakkında dava açtı. ‘Neden böyle yaptın’ dedim. ‘O polis devleti temsil ediyordu, devletin sözü yere düşmez, devletin namusu budur’ dedi. Biz devletin namusunu o büyüklerimizden öğrendik.”

“Devletin bakanına inanan en fazla yüzde 9 çıkıyor Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor”

“Durmadan yalan, durmadan yalan. Şimdi televizyona çıkmışsın. Seni rezil rezil rüsva edeceğim. Üzülüyorum, utanmıyorum, mahcup oluyorum. Devletin bakanına inanan en fazla yüzde 9 çıkıyor. Yüzde 91 onun suç örgütü dediği insana inanıyor.

Orada oturmuşun, vücut dili okuyanların hepsinin psikolojisi, suç üstü yakalanmış bir insanın ezikliği hali vardı üzerinde. Gördüm resmini. Gazetecilere de bir atar yapmışsın ya girerken içeri Sülü.

“Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacağım”

“Diyorsun ki uyuşturucu satıcısıyla resmimi koymuşsun, “Bunlar yeni bir uyuşturucu yolu.” Ben sana Ben sana sizin kurduğunuz o uyuşturucu yolunu anlatacağım herkese. Daha çok konuşacağız. Artık parça parça değil, avuç içi kadar koparma dönemi geldi.

Adam uyuşturucu satıcısıysa niye cezaevinde değil? Diyelim ki uyuşturucu satıcısı adam. Senin başında olduğun, sana bağlı olan kriminal suçlar, istihbarat, terör şu sistemle çalışır; bir adamla bir kişinin resmi var, peki bu insanlar o resmi çektirmenin haricinde yan yana gelmişler mi?

Bu insanların yan yana gelip gelmedikleri o sinyaller vasıtasıyla netleşir. İkincisi bunlar birbirini karşılık aramış mı, HTS kayıtları denen şey bunun adı. Adamla birbirimizi hiç aramamışız. Ben adamla bir daha hiç yan yana gelmemişim, HTS kayıtlarını çıkarın. Ben adamın tipini bile bilmiyorum. Bu konuda sen benim muhatabım değilsin. Sayın Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi lideri ve diğer parti başkanları.”

“BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye; kapattınız bir tanesini, ne oldu?”

“Parti desteğiyle, gazete basın desteğiyle siz bu kadar insan topluyorsunuz. Basın desteği yok, teşkilat yok, bir satır yazıyla ben sizin topladığınız kalabalığı, sen mahallede okey masası kuracak adam toplayamazsın o sevimsiz suratınla.

Bak benim bu adamla yan yana gelmişliğim, onun haricinde, ki ben Türkiye’de en çok resmi olan insanım. Bazıları resimleri siliyorlarmış. Yüce Allah ne diyor biliyor musun süslü Süleyman.

Abese Suresi 17. Ayet, ‘Ey insanoğlu sen ne kadar da nankörsün’ diyor. Sen zaten nankörsün o ayrı, o eski dostlarımızın içinde de varmış. Ben demiyorum yüce Allah diyor. Vicdan ya, yarım saat orada uyuşturucu konusunu anlatmışsın. Ben hayatım uyuşturucu satanların ölümüyle suçlanmakla geçti.

Orayı çıkıp onları söyleyip benim bu şekilde seni rezil edeceğimi düşünemedin mi? BTK’dan devamlı yazdırıyorsunuz ya, siteler kapansın diye. Ne oldu kapattınız bir tanesini, ne oldu?”

“Bir İçişleri Bakanı, televizyonun karşısında ‘Karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor”

“Zamanı gelmiş bir fikir hiçbir suretle engellenemez. Tarihi okudun mu süslü Sülü? Tarih bunlarla dolu. Vallahi ben inanıyorum Tayyip Abi bunları görecek. Ama bunu da anlamıyorum, bir İçişleri Bakanı, sinir kontrolü olmayan bir adam televizyonun karşısında ‘Karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanan’ diyor.

Ulan biraz namus. Rahat ol, ben sana böyle bir şey demem. Bana milyonlarca genç çocuğa haksız yere küfür ettirdiler, onlara bile demedim. Herkes küfür etti, bakın geçmişe yönelik ben bir tanesinin ailesine küfür etmiş miyim? Çünkü biz akıncı ruhluyuz, biz fedaiyiz, vatan delisiyiz.”

“O görüntüleri niye vermiyorsun?

“Bir yalanı söylerken bilmiyor musun yalanın ömrü kısadır. Ben en başından beri ne söyledim? Geldiklerinde kadın polis yoktu, diğer polis memurları görevini yaptı onlardan Allah razı olsun dedim.

İki tanesini, özellikle yaşlı olan biri, eşimi silahla duvara iten, çocukların odasına girip silah doğrultan lan o görüntüleri niye vermiyorsun? Milletin kandıracaksın he? Ben o iki bayan polis kardeşimize teşekkür etmedim mi? Evde bayan polis geldi demedim mi, milletin aklıyla dalga geçiyorsun.”

“Yeni bir uyuşturucu rotası nedir ben size delilleriyle anlatacağım”

“Millet seni nasıl gömdü? Organize suç örgütü lideri karşısında yüzde 9. Sizin parti anketleri, 300 bin denekle yapılıyor, 300 kusür bin kişinin verdiği oy. Çapın yok. Televizyonda tehdit ediyorsun ya.

Oradan çıktıktan sonra da bu tehditlerine devam etmiş. Alabiliyorlarsa alsınlar. Nasıl bir güç. Yeni bir uyuşturucu rotası nedir ben size delilleriyle anlatacağım. Yanlış adam, yanlış zaman.

Utanmadan rezil ettin kendini. İnsanların bir parça saygısı varsa da o sözden sonra o da kalmadı. Başından beri ne dedik, ana bacı, kız kardeş bu Türk’ün töresidir, biz derken hepimiz. Senin karşında oturanlar var ya onlar robottu biliyorsun değil mi, gazeteci değillerdi. Alayı robotlardı, onlar adına üzüldüm. Yazık vallahi yazık. Ekmek parası onlar da ne yapsın mutlaka vardır bir sebebi.”

“Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım”

Bir de Köfteci Yusuf. Devletin İçişleri makamında bir deli oturuyor, bu adam hasta, manyak. Köfteci Yusuf konusu nedir anlatayım. Köfte yemedim Süleyman. Köfte Süleyman. Bizim atalarımızın sürgünüyle ilgili Bursa’nın Gürsu ilçesinde bir anma etkinliği yapıldı. Ben oraya geldim, duyuru yapıldı. 15 bin kişi parkın içinde, internet görüntülerine bakabilirsiniz, 15 bin kişi de yukarıda konuşma yapacağım yerde bekliyor. Yer gök insan.

Ben oraya gitmeden önce, gidenler aradılar. Köfteci Yusuf var senin hayranın tanışmak ister misin diye sordular. Ayıp olmasın nezaketen tanıştık. Kapattık. Başka ne hayatımda Köfteci Yusuf gördüm, ne köfte yedim ne bir şey yaptım. Sonra bu 4 arkadaş kim biliyor musunuz?

Bir tanesi Afyon’un en zengin ailesi. Bilmem kaç bin tane daireleri, et kesim fabrikaları vardır, öbürü gazeteciler bilmem neyin yetkilisi ismi aklıma gelmiyor, öbür bir tanesi de diş malzemeleri ihraççısı. Bunlar hayatta sabıkaları olmayan, varlıklı arkadaşlar.

Bu arkadaşlar demişler Köfteci Yusuf’a ‘Bizim et kesim yerimiz var, onu alır mısın? Değeri bu kadar, eksper değeri, biz sana daha ucuza verelim’ Bu da bunlar benim yakın diye çekinmiş birine demiş, emniyete gitmiş.

Benim ne adım var, ne sanım var, ne de haberim var. Bu arkadaşları polis gözaltına almış şimdi hepsi serbest. Araştırıyoruz sonradan bu dosyanın içine bu şahıs bir daha gidiyor, ’Ben diyor Sedat Peker’den de davacıyım’ Telefonda tanıştık, köfteni bile yemedim. Farz edelim ki ben demiş olsam git yerini buna sat, eksper değerinden daha düşük, suç yok. Ama böyle de bir şey yok.”

Bir tane yeni savcı, üzerinde zan bırakmak için demiyorum ama bu kadar tesadüf kafa karıştırıcı. Avukatlıktan savcı olup aynı anda da özel yetkili, örgütlü suçlara bakan, benim dosya bir anda bu beyefendinin önünde.

Vallahi zan altında bırakmak istemiyorum. Belki gerçek meslek adabı olan bir insandır bilmiyorum. Çünkü halen daha bu dosyayla ilgili aranmam yok.

Yalancı bir adam yönetiyor İçişleri Bakanlığı’nı. Ben Köfteci Yusuf’un köftesini ne yapayım? 30 bin kişi Gürsu’da var. 10 tane köfte tezgâhı kurarım 30 bin kişiye satsam, Köfteci Yusuf’un bütün hasılatından daha çok param olur.

Siz delisiniz, hasta ruhlu bir adam. Sen oralara geldin de bizi yönetiyorsun ya. Yaktın bizi, kendini yaktın, her şeyi yaktın, biraz sonra alev alev yanma dönemi başlıyor. Yanacaksın.”

“Seni öyle küçük edeceğim ki kibrit kutusuna sığacaksın, cezaevi kesin ilerleyen zamanlarda”

“Sülü bizim oralarda bir hikâye var bilir misin? Aslan, ormana çıkmış geyik, keçi falan yemek var. Bir bakmış bir tane küçük bir şey. Almış tam ağzına atacak kedi. Kedi demiş ki, ‘Ulan saygısız sen ne yapıyorsun, ben senin dayınım, insanoğlunun eline düştüm.’ Avcıların ağına yakalanmış, buna vurmaya başlamış. Başlamış yalvarmaya, beni dayımdan küçük etmeyin demiş.

Seni öyle küçük edeceğim ki kibrit kutusuna sığacaksın, cezaevi kesin ilerleyen zamanlarda ama kibrit kutusuna sığacaksın. Bizim akrabaya baskı yapıyorsun açıklama yapsın diye.

Akraba makraba ayırmadım herkes kayıt altında. Reşat Baba, severim sayarım. Allah’a yemin olsun bir şeyler mırmır ediyormuşsun, paran çok, işin iyi, sakın böyle bir hataya düşme. Bir de gazetecilere operasyon yaptırmışsın, komikliğe bak.

Gazetecilerin HTS kayıtlarını, telefon trafiklerini açıklamıyorsun? Kaç kere konuşuyorsun? Devletin bakanısın neden facetime’dan, WhatsApp’tan, niye müdürünün telefonundan konuşuyorsun?”

“Ülkeden çıktım, 8 ayın sonunda emniyetten davet, herkes arkadaşımız orada da, iktidar partisinin ortakları, onlar, herkes…”

“Sana sözüm olsun bugüne kadar üzdüğün bütün çocuklar ve onların anneleri için devletin o şerefli makamından ayrıldığında bir gün yine yüzleşeceğiz. Senin boynuna köpek tasması takıp seni sokaklarda gezdireceğim. Köpek tasmasıyla gezeceksin. Kolpacı, alıp gelsene düşkün Abdulkadir’i.

BAE’de Türk düşmanı şeyhi varmış, ben ondan para alıp bu organizasyonları yapıyormuşum. Bunlar bana ne yaptı gittiğim ülkelerde anlatacağım. Ben Türkiye’den çıktım, sakin huzurlu, açıklama yapmıyorum. 8 ayın sonunda emniyetten davet, herkes arkadaşımız orada da, iktidar partisinin ortakları, onlar, herkes…

Bana dediler ki parmak iziyle resim yapacağız. Dedim ya bu suç işleyenlere yapılır; ben bu ülkede suç işlemedim ki oturumum var, şirketim var. Tek uygulama bana mı yapılacak?

Oradan çıktım, bozkurduyum. Hemen araştırdım, Türkiye Interpol’ünden yazı gelmiş. Aynı anda Sırp gazeteleri haber yapmaya başladı. Müslüman ülkelerden daha çok Sırbistan’a yardım ediyoruz. Hemen işi anladım. Orada da bir çevre yaptık, tüm Balkan ülkelerine bilgisayar dağıttık.”

“Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk gelen kim katil en önce gelir, Mehmet Ağar”
“Uğur Mumcu, görüşüne katılırsınız katılmazsınız. Bence şehittir. Neden öldürüldü? Öldürüldüğü zaman yazdığı yazılara bakın. Terör bölgelerinde uyuşturucu tarlaları olur, satışları olur ve silah ticareti.

Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir Mehmet Ağar. Eşine diyor ki, ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner’ Bu meşhur sözdür.

Devletin içinde yaşayanlar bunu bilirler. Uğur Mumcu, temiz adam, saf adam, tek başına bir adam.”