Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Afrika ülkeleri Sudan’da zirai faaliyetlere henüz başlanmadığını, Nijer’de ise yatırım projesinin hazırlandığını bildirdi.
CHP’li Gürer, Türkiye’de üreticilerin desteklenmediği için tarım arazilerinin boş durduğuna işaret ederek, “Tarım Bakanlığı önce kendi ülkemizdeki tarım alanlarının yeniden ekilip biçileceği bir sistemin oluşturulmasını sağlamak yerine Afrika ülkelerinden mi medet bekliyor?” diye sordu.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Sudan’da 2014 yılında 99 yıllığına kiralanacağı açıklanan tarım arazisi ve bu ülkeyle yapılan Tarımsal İşbirliği Anlaşmasının akıbetine ilişkin TBMM’ye soru önergesi vermişti. Gürer, önergede Türkiye’nin Sudan’dan sonra Nijer’de de benzer bir girişimde bulunacağı yönündeki açıklamaları da sormuştu. Önergeye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yanıt verdi.
Çavuşoğlu: Sudan’da faaliyetlere henüz başlanmadı
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile Sudan arasında tarımsal üretimin ve ticaretin geliştirilmesi amacıyla 28 Nisan 2014 tarihinde “İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşma” imzalandığını hatırlattı. Çavuşoğlu, söz konusu işbirliği kapsamında zirai faaliyetler için öngörülen arazi tahsisinin Sudan’da yaşanan iç gelişmeler nedeniyle henüz gerçekleşmediğini ve faaliyete başlanmadığını belirtti.
‘Nijer’de yatırım projesi hazırlanmaktadır’
Nijer’de tarım işbirliği projesi çerçevesinde yapılan çalışmalara değinen Çavuşoğlu, “Nijer Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın pilot proje için tahsis ettiği 2 bin 500 hektar arazinin Irhazer bölgesindeki 1000 hektarı için TİGEM bir yatırım projesi hazırlamaktadır.” dedi.
Amaç iki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması!
Çavuşoğlu, Nijer’deki projenin amacına ilişkin ise şu ifadeleri kullandı: “Söz konusu proje; ülkemize makul fiyatlarla tarım ürünleri ithal edilmesini, ülkemize Batı Afrika’da daha fazla görünürlük kazandırılmasını ve iki ülke arasındaki ticaret hacminin artmasını hedeflemektedir.”
Gürer: Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’
Çavuşoğlu’nun yanıtını değerlendiren Gürer, Türkiye’de üreticilerin desteklenmediği için tarım arazilerinin boş durduğuna işaret ederek, “Türkiye’nin Afrika ülkelerinde tarım arazisi kiralayarak tarımsal üretimi yapacak olması ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ deyiminin tam karşılığıdır. 1980 yılında 28 milyon hektar tarım arazimiz bugün 23 milyon hektara gerilemişken önce kendi ülkemizde tarımı geliştirmek için yatırımlar yapılmalıdır.” dedi.
‘Son 18 yılda 1 milyona yakın çiftçi üretimden çekildi’
Son 18 yılda 1 milyona yakın çiftçinin, tarımsal alanda yaşanan sorunlar nedeniyle üretimden çekildiğine vurgu yapan Gürer, şunları kaydetti:
“Girdi maliyetlerindeki artış, ithalata yönelik tarım politikası, çiftçileri tarımdan uzaklaştırdı. Bugün Türkiye’de binlerce çiftçi icralık durumda. Tarım arazileri boş duruyor. TİGEM kendisine ait olan arazileri bile değerlendiremeyip, başkalarına kiraya verirken, Sudan’da ya da Nijer’de ne yapmak istiyor? Tarım Bakanlığı önce kendi ülkemizdeki tarım alanlarının yeniden ekilip biçileceği bir sistemin oluşturulmasını sağlamak yerine Afrika ülkelerinden mi medet bekliyor?”
‘Sudan’a giden gelen heyetlerin giderleri külfet olarak ülkemize kaldı’
2014 yılından beri Sudan’a giden gelen heyetler ile bu bağlamda oluşan giderler ve proje çalışmalarının bir külfet olarak Türkiye’ye kaldığını belirten Gürer, “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından çalışmaların sürdüğü yönündeki bilgilerinde ne kadar gerçekçi olduğu Dış İşleri Bakanlığının açıklamaları ile gözler önüne serildi.” diye konuştu.
2018 yılında Sudan’da ofis açıldığına işaret eden Gürer, şunları aktardı:
“Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, Sudan’dan 99 yıllığına kiralanan tarım arazilerinin işletilmesi için yüzde 80’i Türkiye ve yüzde 20’si Sudan ortaklığıyla kurulan uluslararası şirketin bir şubesini Hartum’da kurduklarını belirterek söz konusu ofiste 12 bin 500 hektarlık arazide kurulacak pilot çiftliğe ilişkin işlemlerin yapılacağını açıklamıştı. Ayrıca Sudan’da yaptığı ofis açılışının ardından Türkiye ve Sudan tarafının bir araya gelerek ülkedeki tarım yatırımlarına başlayacağını, iki ülke için ‘kazan kazan’ prensibiyle hareket ettiklerini belirtmişti. 2021 yılında ise Dışişleri Bakanı bu sefer iç karışıklıklar nedeniyle henüz faaliyetin gerçekleşmediği ve faaliyetin başlamadığı açıklamasını yaptı.”
Yeni1Mecra
